Anasayfa | Fotograf Albümü |Forumumuz |Downloads | Hesabınız | Ziyaretçi Defteri|İletişim| Radyo

Oymalitepe.Net :: Başlığı Görüntüle - DOSTLUK
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun   GirişGiriş 

DOSTLUK

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Oymalitepe.Net Muabbet Salonu - Çay Bahçesi Oymalitepe.Net Muabbet Salonu - Çay Bahçesi
Önceki Başlık :: Sonraki Başlık  
Yazar Mesaj

selamtugba0854

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Jun 04, 2009
Mesajlar: 75
Nereden: istanbul artvinşavşat memleketim



MesajTarih: 25 Ekim 2009, Pazar 11:25:21    Mesaj Konusu: DOSTLUK Alıntıyla Cevap Ver

Yaşam gülmeyi ,sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir.UNUTULMADIN! ♥ Gülerken herkes eşlik eder, ya ağlarken. ...aklınıza geldiğinde heyecanlandığınız, görmediğinizde özlediğiniz, hatırasıyla dahi kederlerinizi unuttuğunuz, kendisinden bahsederken yüzünüzü tebessümün çevrelediği ve gönlünüzün huzurla dolduğu birileri var mı hayatınızda?yoksa!! kendinize bir bakın, başkalarının hayatında ne kadar yer ettiğinizi, sizi hatırlayanlarda ne denli bir duygu bıraktığınızı, sevginin müsbet veya menfi etkileşimini, gönül kazanma becerinizi, ''kalp kırmanınkabeyi yıkmakla'' eşdeğer tutup tutmadığınız, yüreğinizde kötülüğe dair bir şeylerin varolup olmadığını kontrol edin!! ''hayat insana herzaman gülmüyor''bazen kara bulutlar dolaşır üzerimizde, umutların bittiğini sandığımız anlarda anlamsız karamsarlıklar kaplaryüreğinizi, neden olduğunu bilmezsiniz, yada nedeni aşikardır, belli veya belirsiz bir sebebi vardır hüznünüzün, ama etkisi aynıdır somurtmaya başlarsınız, hiçbirşey açmaz sizi çareler üretmeye koyulursunuz, '' sinemaya mı gitmeli, yada sahilde mi dolaşmalı, yok yok akşama fasıllı bir yemek yemeliyim,aa tek başımada olmazki der içinizdeki aradığınız duygu!.. tiyatroya mı gitsem acaba; yok, olmuyor, yalnız çekilmiyor hiçbir şey, ama canım kimseylede konuşmak istemiyor'' bu tarz monologlardan sonra ne yapsanızkabullendiremezsiniz kendinize sonra kararsız kalırsınız tek başınıza. aniden, sevinçle bezenmiş bir heyecankaplar yüreğinizi 'o'nu hatırlamışsınızdır çünkü, 'onu' arasam, ya çok iyi olur, muhakkak gelir diyerek heyecanınızı mutluluk belirtileriyle dışa yansıtırsınız, 'o' kederinizi dinleyen, hüznünüze ortak olan, gülümsemesiyle sizi mutlu eden, sadece varolduğun için olsa dahi şükredersiniz, iyiki var allahım diye dualaredersiniz, gecenin bir vaktide olsa çekinmeden arayabildiğiniz nadidelerinizdendir çünkü.çevrenizde böyleleri varsa kendinizi şanslı hissetmelisiniz ve ayrıcalıklı; dostluklar, arkadaşlıklar ve bütün iyi ilişkiler önemlidir buyüzden. kolayca elde edilebilecek kazanımlar değildir, işte buyüzden çok kıymetlidirler,değerleri iyi bilinmeli kaybedilmemeli, yoksa bile sahip olmak için çaba sarfedilmeli.
düşünsenize; güzelliklerin bittiği bir zamanda, size yakın olan, yüreğinizin bir yanını verdiğiniz isminiylerken bile mutluluğunuzu gülümsemenizi saklıyamadığınız ve hatırladığınızda onunla yaşadığınız anları hayal ettiğiniz, dürüst ve samimi olduğu için hatıralarıyla düşündüğünüz; yokluğunda, varlığınızı anlamsız saydığınız biri gelir aklınıza. hadi canım sende! artık kimseye güvenilmez bu zamanda boşa söylenmemiştir.çünkü, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır vefakar dostların sayısı. vefa artık bir semt adıklerinde, göğsünüzü kabartarak atılsanız ve varlığından onur duyduğunuz gönüldaşınızın, dostunuzun olduğunu söyleseniz, hatta sayesinde onun gibi temiz yürekli insanlarla tanıştığınızı ve gönül insanlarınınhiç bitmeyeceğinden emin olduğunuzu bütün çoşkunuzla söyleseniz hoş olmaz mı sizce....hadi şimdi bir düşünün, etrafınıza bakın sahi çevrenizde bir elin parmaklarını geçecek kadar dostunuz yok mu.? vardır! artık size düşen kıymet bilmektir, değer vermektir, onu veya onları kaybetmemek için elinizden
geleni yapmaktır. yoksa bile enkısa zamanda edinin, gülüşünüzü ve gözyaşlarınızı paylaştığınız biri yadabirileri olsun etrafınızda. hayat ''paylaşmakla'' güzeldir. ''paylaşıldıkça artan tek şey sevgidir''nedersiniz.?dostunuz yada dostlarınız olsa, sevseniz onları, yalnız kalmasanız hiç, sevginiz artsa hep sonra sevgi yine sevgi yine sevgi olsa.. daha ne olsun, paylaşmaya değmez mi.?Dost vurulunca değil unutulunca kahrından ölürmüş.Biz dostlarımızı kır çiçekleri gibi avucumuzda değil kurşun yarası gibi yüreğimizde saklarız.

en güzel dostluk sözleri

Duygular vardır anlatılamayan, Sevgiler vardır kalplere sığmayan, dostluklar vardır hiçbir şekilde yıkılmayan, bazı insanlar vardır asla unutulmayan

Hiç kimse bir arkadaş kaybedecek kadar zengin değildir. Hele ben hiç değil. Affet beni dostum…

Dostluğun kolları birbirimizi dünyanın bir ucundan bir ucuna kucaklayabilecek kadar uzundur. Gel seni bi kuçaklıyayım yaa ?

Her dostluğun gökyüzünde bir meleği varmış, yeryüzünde biten her dostluk için gökyüzünde birağlarmış, sana ant olsun ki bizim meleğimiz asla ağlamayacak dostum…
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

Askin-Elif-Hali

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Oct 11, 2009
Mesajlar: 86
Nereden: izmir_



MesajTarih: 26 Ekim 2009, Pazartesi 01:06:19    Mesaj Konusu: Re: DOSTLUK Alıntıyla Cevap Ver

DOSTLUK ÇEŞİTLERİ

Yüz yüze dostluklar vardır;

Güneşle ayçiçeğinin dostluğu, böyle bir dostluktur mesela.

Ayçiçeği sabahtan akşama kadar hiç ayıramaz yüzünü güneşten...


Uzak dostluklar vardır;

Denizlerin ortasındaki bir adayla, dağların arasındaki bir göl, birbirlerinin uzak dostlarıdır.

Dostluklarını gündüz kuşlarla, gece yıldızlarla iletirler birbirlerine...


Sessiz dostluklar vardır;

Dilsiz bir adamla, duymayan bir başka adamın elleri arasında sessiz bir dostluk oluşur.

Her şeyden konuşur sessizce bu eller...


Zorunlu dostluklar vardır;

Pazar ile Pazartesinin dostluğu gibi. Pazar ağır bir gündür, Pazartesi hızlı bir gün...

Ayak uyduramazlar birbirlerine. Ama dost olmak, yan yana durmak zorundadırlar...


Uzun dostluklar vardır;

İkindi güneşinin altında uzayan gölgeler birbirlerine kavuşurlar ve uzun boylu bir dostluk oluşur aralarında...


Günün birinde ölen dostluklar vardır;

Bir bahçe içindeki ahşap ev ile yanı başında duran ceviz ağacının dostluğu gibi...

Bir gün kocaman elli adamlar ve kocaman gövdeli makineler o bahçeye girip de, bir süre sonra evin ve ceviz ağacının yerinde asık suratlı binalar yükseldiği zaman ölen dostluklar...


Vakitsiz dostluklar vardır;

Bir peçete, bir kağıt mendil vakitsizce dostu oluverir gözlerimizin...

Ya da ayrılırken verilen bir dal karanfil ellerimize o anda gelen dostluktur...


Bakımsız dostluklar vardır bir de...

Zaten var, zaten dostuz deyip yıllarca bir telefonun, bir kaç cümlelik mektubun bile çok görüldüğü dostluklar...


HİÇ BİR DOSTLUĞUN BAKIMSIZ KALMAMASI DİLEĞİYLE...

ASIM YILDIRIM
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

Askin-Elif-Hali

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Oct 11, 2009
Mesajlar: 86
Nereden: izmir_



MesajTarih: 26 Ekim 2009, Pazartesi 01:13:00    Mesaj Konusu: Re: DOSTLUK Alıntıyla Cevap Ver

DOST OLABİLMEK DOST KALABİLMEK

Cenab-ı Hakk’ın razı olduğu ve bizleri yönlendirdiği en samimi dostluklar, hakiki sevgi ve saygı üzerine bina edilir. Bu da ancak gönüllerimize ilâhî neşeden, ilâhî aşk’tan nasip almakla mümkündür. Zira arzu edilen böylesi güzel dostluklar ancak Allah Tela’nın kalplerimize vermiş olduğu güzellikler neticesinde ortaya çıkar. Yani dostluklar ancak O’nun aşkı, O’nun sevgisi doğrultusunda sağlam bir zemine inşa edilebilir.
İnsanın zor zamanları vardır. O zor zamanlar, insanda çeşitli hallerin zuhuruna vesile olabilecek anlardır. O zor anlarında insan, yanı başında dostlarını görmek, derdini açmak, derdini paylaşmak arzu eder. Öyle zamanlarda yalnız kalması tehlikeli durumlara yol açabilir. Psikolojik sıkıntılar peş peşe oluşarak, işin içinden çıkılmaz bir hâl oluşabilir. İşte bu yüzden, bu anlarda insanın en büyük ihtiyacı “dost”tur.
Kimileri vardır; iyi gün dostudur, ihtiyacına cevap verdiğin müddetçe yanındadır, yüzüne güler, koşar… Ama iyi günler bittiğinde, sıkıntıya düştüğünde bin bir mazeretle uzaklaşır, senin değil yardımına koşmak, seni görmek bile istemez.
Kimileri vardır; kara gün dostudur. İyi günde de kötü günde de yanındadır. Derdinle dertlenir, çare aramak için koşuşturur durur. Dostunun derdini kendi derdi bilir, derdine derman olmak için kendini paralar. Gecesini gündüzüne katar, ta ki dostu iyileşsin, derdi ne ise onun çaresine baksın.
Sadece iyi gün dostu olmanın temel sebebi ise, İslam’dan gün gün uzaklaşmamız, İslamî değerleri bir kenara bırakarak dünyevîleşmemizdir. İş böyle olunca ufak bir dünya menfaati için dost gibi gözükülüyor, menfaatler bitince dostluklar da sona eriyor.
İslam tarihine baktığımızda dostluk açısından Mekke döneminin ayrı bir yeri olduğunu görürüz. Çünkü Mekke’deki dostluklar tam bir kara gün dostluğudur. Bir Müslümana hele de zayıf bir Müslümana destek vermenin, ona sahip çıkmanın kor ateşi avuçlamak gibi olduğu zamanlardır Mekke dönemi. O sıkıntılı dönemde birbirlerini öyle sevmişler, öyle dost olmuşlar ki, tarihin sayfalarına altın harflerle geçmişlerdir. Yine aynı şekilde Medine’ye hicretle başlayan “kardeşlik müessesesi”, eşi benzeri yaşanmamış hadiselerle bizlere numûne teşkil etmiştir. Mekke’den sadece canlarını kurtararak hicret eden Muhacirlere, evlerini, işlerini, gönüllerini açan Ensar’ın yaptığı, “Kara Gün Dostluğu”na müthiş bir misaldir.
İşte o yüzden “ilk’ler” önem arz eder. Çünkü onlar zor zaman insanıdır. Zor zamanlarda yapılması gereken fedakârlıkların en üst seviyesini yapmışlardır. Bu yüzden Mekke Dönemi müslümanı önemlidir. Bu yüzden Bedir savaşı önemlidir. Bu yüzden İslam’a ilk inananlar önemlidir. Onlar zoru başaran insanlardı. Zor zamanın müslümanı olmak kolay değildir. Müthiş bir iman, cesaret, şecaat, vefa ve fedakarlık ister.
Dostluk, müsbet ya da menfi birlikteliklerden kaynaklanır. Gerçek dostluk ise yalnız samimi ruhlarda barınır. Gerçek dostlukta, iki kalp arasında adeta bir elektrik hattı oluşur. Bu hat sayesinde sevenle sevilen arasında bir muhabbet akışı zuhur eder. Böylece sevilenin her hali, sevene sirayet eder. Yani onun haliyle hallenir. Bunun en güzel örneğini Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizle, Ebubekir radıyallahu anh arasında yaşanmıştır:
“Bir gün Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz hastalanmıştı. Bunu duyan Ebubekir radıyallahu anh ziyaretine gitti. Çok sevdiği, canı, cananı, yaranı Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizi o halde görünce, Ebubekir radıyallahu anh evine gitti, üzüntüsünden hastalanarak yatağa düştü. Birkaç gün sonra Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz iyileşti. Ebubekir radıyallahu anhın hastalandığını duyunca onu ziyarete gitti. Ebubekir radıyallahu anh hasta yatıyordu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin geldiğini duyan Rasulullah aşığı, öyle bir canlılıkla yataktan kalktı ve kapıya koştu ki, O’nun bu halini gören Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz:
- Ya Ebubekir, senin hasta olduğunu duymuştum, buyurunca, Hz. Ebubekir radıyallahu anh:
- Ya Rasulullah! Dostum hasta oldu, O’na üzüntümden ben de hasta oldum. O afiyet buldu, ben de afiyet buldum, dedi.”
Bu hâl dostta fâni olma halidir. Dostla aynîleşmektir. Unutmayalım ki, dostluk sayesinde en acı yemişler bile tatlılaşır. Hz. Mevlana’nın ifadesiyle:
“Dostlarla oturan kişi, külhanda, alevler içinde de olsa, gül bahçesinde oturuyor gibidir.”
Hanımınızı, şerefinizi, namusunuzu, çocuklarınızı, kısacası her şeyinizi, gözünüz arkada kalmadan güvenebileceğiniz; düştüğünüzde, ayağınız kaydığında, zorlu anlarda, kara günlerde, sizi koruma kanatlarıyla himaye eden ve size uzattığı eline, elinizi tereddütsüz verebileceğiniz, yani ihtiyacınız olduğunda “kimim var ki” demeden, “ben varım” dercesine sizi kendisi gibi kabullenecek; “Dostum, Sevdiğim” dediğinizde, hiç ama hiçbir tereddüde mahal bir zerreciği bile gönlünüzden geçirmeyeceğiniz, samimi, candan, sizde fani olmuş, sizin de onda fani olduğunuz bir dost olabilmek.
Kapısına, evine, dükkânına rahatlıkla varabileceğiniz, gece yarısı çekinmeden arayabileceğiniz, “derdim var” dediğinizde, derman için sımsıcak hislerle yanı başınızda olabilecek, “kalk gidelim” dediğinizde, ipe un sermeden, “nereye?” demeden, size güvenen, sizin de ona güveneceğiniz bir dost olabilmek.
Kişi, zahiren güllük gülistanlık içinde de olsa, dosttan uzaklığı sebebiyle batınen alevler içindedir.
Seyh Sadi der ki:
“Dostların yüzünü görmek, yarasından taze kan sızan gönül ehline merhem gibidir.”
Her dostluğun kendine mahsus bir hâli ve üslubu vardır ki ancak buna riayet edildiği takdirde o dostluklar devam eder. Ama bu dostluk adabına riayet edilmezse, her türlü muhabbet bir kine, düşmanlığa dönüşür. Bu bakımdan her şeyde olduğu gibi dostluktaki adaba da dikkat edilmelidir. Özellikle dostla hal ve harekete, konuşmaya özen göstermemiz lazımdır. Çünkü söz vardır, keskin kılıç gibidir, dostluğu keser, öldürür. Kalpte tedavisi imkânsız yaralar açar. Kalp bağındaki muhabbet çiçeklerini kurutur, öldürür. Dostun kaşının çatması bile, dostu yaralar, perişan eder. Rivayet edilir ki:
“Hallaç-ı Mansur’u ahali taşlarken, o gülüyor ve:
“Rabbim, ne olur, benden önce onları affet!” diyordu.
Oradan geçen bir dostunun gül atması üzerine ağlamaya başlayan Hallaç’a sordular:
“Taşlayanlara karşı gülüyordun ama gül atılması üzere neden ağladın”. Hallaç-ı Mansur:
“Dostun gülü bile acıttı.” dedi.
Dostlukların sürekliliği için “Dost adabına” riayet etmemiz elzemdir.
Bir Allah dostunun ifadesiyle:
“Masivanın bulaştığı dostluklar ise, keskin bir bıçağın ağzına sürtülen ipe benzer, birkaç darbeyle kopar gider. Şüphesiz böyle dostlukların ne dünyamıza, ne de ahir etimize faydası vardır. Aksine her iki cihanda da sahiplerine zarar üstüne zarar verir. Onun için layık olanlarla dost olabilmek kadar, bu dostluğu muhafaza edebilmek de şarttır.”
Burada yazdıklarımız hep arzu ettiğimiz, özlediğimiz, olması gereken özellikteki dostluklardır. Dostluklar sağlam temeller üzerine bina edilmelidir. Eğer ki sağlam zemine bina edilmezse, çok çabuk yıkılır; sevgiler kine, dostluklar düşmanlığa dönüşür. Bu yüzden bu konuya dikkat etmemiz ve dostluklara önem vermemiz gerekmektedir.
Büyüklerin:
“Hatasız dost arayan, dostsuz kalır” sözünü de aklımızdan çıkarmamalıyız.
Dostluk üzerine şu ayete kulak vermemiz önem arz eder:
“Sizin dostunuz ancak Allah, O’nun Peygamberi ve namaz kılan, zekât veren, rükû eden müminlerdir” (Maide 55)
Evet! Hakiki dostluk elbette ki Allah ile olur. O seviyeye ulaşmak ne büyük bir saadettir. Ne büyük bir mutluluktur. O zaman insanın sırtı yere gelir mi hiç? Dostların en güzeli ile dost olabilmek, arzu edilen en güzel hâldir. İşte o zaman insanın ruhunda ne güzellikler açar. Kalbi gülistanlığa dönüşür. Ve o zaman dosta ulaşabilmek neşesiyle, ölüm bile bir Şeb-i Arus (düğün gecesi) olur. İşte o zaman Dost ile mukabele, yani namaz ne tatlı gelir insana. Dostu tanımadan önce seherlere kalkmak zor gelirken, Dost’la dost olduğumuz zaman seherleri iple çeker hâle geliriz. O zamanın tadını hiçbir yerde, hiçbir şeyde bulamayız. O zamanın geçmesini hiç istemez, o ünsiyetin bitmesini dilemez hâle geliriz.
Ne mutludur o kimseye ki, fânî dost ve sevgililerin tuzağından kendini kurtarır da, daha bu dünyada iken ebedî dost ve sevgili olan Allah’ı bulur, canımız, cananımız, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize candan bağlanır ve ehli imanla mutlu olur. Bu konuda Hz. Mevlana şöyle buyurmuştur:
“Şunu iyi bil ki, bu dünyada ki fânî ve yalancı dostlar, sahte sevgililer, sonunda hepsi de sana düşman kesilecektir.”
Allah Teala’dan bizleri kendine ve Rasûlüne dost etmesini niyaz eder, hakiki dostlukları nasip etmesini dilerim. Allah Teala sahte dostluklardan muhafaza eylesin. Gerçek dostluğun tadına erdirerek, dost olabilmeyi ve dost kalabilmeyi nasip eylesin…

Gönül seni bulmuş ise,
Başkasını anar mı hiç.
Ateşine yanmış ise,
Başka nara yanar mı hiç.

Seni bulanlar bulmuştur,
Akıp akıp durulmuştur.
Bu aciz Senin’le doymuştur,
Başkasıyla kanar mı hiç.

İhtiyacım Var...
Ekmek kadar, hava kadar, su kadar,
Gönül dostlarına ihtiyacım var.
Bülbül için bir gül kokusu kadar,
Gönül dostlarına ihtiyacım var...

Candan aziz bildim hatırasını,
Can dostun bir ömür tuttum yasını
Hatırdan çıkarmam dostun hasını
Gönül dostlarına ihtiyacım var...

Dost dediğin dost kadrini bilecek
Dost ile ağlayıp dostla gülecek
Kara günde çağırmadan gelecek
Gönül dostlarına ihtiyacım var...

Dün dost dediğimi bugün yermedim,
Sır bohçasın açıp yola sermedim
Kusur benim, dostta kusur görmedim
Gönül dostlarına ihtiyacım var...

Hâline şükredip halden anlayan
Mızrabı vurmadan telden anlayan
Selamdan, kelamdan, dilden anlayan
Gönül dostlarına ihtiyacım var...
Dostumun dostunu dost bildim, andım.
Nice dost eliyle odlara yandım
Riyakâr dostlardan bıktım usandım
Gönül dostlarına İhtiyacım var...
Makamdan, mevkîden, maldan, paradan
Dem vuran tüm dostlar çıksın aradan
Bana sadık dostlar versin Yaradan
Gönül dostlarına ihtiyacım var...

Abdullah GÜLCEMAL
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

eliferdem

Elmas Üye
Elmas Üye



Kayıt: Sep 06, 2008
Mesajlar: 3901




MesajTarih: 26 Ekim 2009, Pazartesi 09:34:25    Mesaj Konusu: Re: DOSTLUK Alıntıyla Cevap Ver

kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül

hep dost kalabilmek dileğiyle ... (:

Yan!" diyorum içime!..." Sadece sen yan! " Ve"Dayan!"diyorum gönlüme!..."Herkes mutlu olsun!... Sen dayan!..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !


Mesajları Göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Oymalitepe.Net Muabbet Salonu - Çay Bahçesi Tüm saatler GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com. This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse to include even this then support on our forums may be affected. The phpBB Group : 2002 // --> Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Forums ©
Copyright © 2008 Oymalitepe.Net & Site Kurulumu-Düzenleme: L@ZKaN - kuzeyinoglu - ^^KaRaYeL^^