Anasayfa | Fotograf Albümü |Forumumuz |Downloads | Hesabınız | Ziyaretçi Defteri|İletişim| Radyo

Oymalitepe.Net :: Başlığı Görüntüle - Kırık Cam Teorisi ve Pratikte Uygulamaları
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun   GirişGiriş 

Kırık Cam Teorisi ve Pratikte Uygulamaları

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Sizin Kaleminizden... Köşe Yazıları... Sizin Kaleminizden... Köşe Yazıları...
Önceki Başlık :: Sonraki Başlık  
Yazar Mesaj

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 07 May 2009, Perşembe 10:25:26    Mesaj Konusu: Kırık Cam Teorisi ve Pratikte Uygulamaları Alıntıyla Cevap Ver

Herhalde hepimiz, zaman zaman düşünmüşüzdür. Bazı binaların neden tüm camları kırık, neden bazı yerlere sürekli çöp atılır, neden bazı yerlerde suç oranları hep yüksektir, neden suç oranları sürekli artar. Yazımız, bu konudaki pratik deneyimleri ve teoriyi açıklamak için yazılmıştır.

Bundan birkaç sene önceydi. Oğlumun Ümitköy'deki , Münevver Öztürk İlköğretim Okulu'na, okul müdürü Sayın Yalçın Tamer'i ziyarete gitmiştik. Çok büyük bir okul olmamasına karşın, bir hizmetliyle, okulun düzenli, temiz, bakımlı, en önemlisi de tuvaletlerde bile, etrafta peçete kalıntılarının olmamasını görmek beni ve eşimi çok şaşırtmıştı. Bu şaşkınlığımızı müdür beye yönelttiğimizde, bunun eğitimde kullanılan yöntemlerden biri olduğunu söyledi. Yerde bir tek peçete bile olsa, bu diğer öğrencilerin de dikkat etmeden, peçeteleri yerlere atmaları için bir neden teşkil edebilir dedi. Aynı olayı, temizlikte, camlarda da uyguladıklarını, düzenli takibin de, hem işgücü hem de maliyette ekonomi getirdiğinden bahsetti. Dolayısıyla 1 hizmetli, her tenefüs, tüm tuvaletleri dolaşıp, bir tek peçeteyi bile çöp kovasına atmakta, minik de olsa hiçbir düzensizliği, bir sonraki tenefüse taşımamaktaydı.

Olayın içyüzünü irdelediğimde, bu konuda bir deney yapıldığını ve 'Kırık Cam Teorisi' ABD'li suç psikologu Philip Zimbardo'nun 1969'da yaptığı bir deneyden ilham alarak geliştirildiğini öğrendim. Birkaç gün önce gelen mail de tam bu konuyu anlatıyordu ki, sizlerle paylaşmaya karar verdim. Okudukça ülkemizde minicik ihmallerle nerelere varılabileceği konusunda ipuçları bulacağınızdan eminim.


Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model Oldsmobile bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri gizli kamerayla izledi. Bronx'taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ile iki öğrencisi 'sağ kalan' otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti. "Demek ki" diyordu Zimbardo, "ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz. "


Aynı mailde, New York şehrindeki pratik bir uygulama da anlatılıyordu ki, sanırım okuyunca içimiz cız edecek:


New York şehri, dünyada suç oranlarının en yüsek olduğu metropollerden biridir. New York’un efsanevi Belediye Başkanı Rudolph Giuliani’nin seçilmesinden sonra, suç oranlarında ciddi bir düşüş olmuş. "Suçlarla mücadeleyi nasıl başardınız?" sorusuna Guiliani'nin cevabı:
"Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri, bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım."

Bir sokağın suç bölgesine dönüşme süreci önce tek bir pencere camının
kırılmasıyla başlıyor. Çevreden tepki gelmez ve cam hemen tamir edilmezse, oradan geçenler o bölgede düzeni sağlayan bir otorite olmadığını düşünüyor, diğer camları da kırıyor. Ardından daha büyük suçlar geliyor; bir süre sonra o sokak, polisin giremediği bir mahalleye dönüşüyor.

Bunu anlayan New York polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş.
Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri, hatta içki şişelerini yola atanları bile yakalayıp haklarında işlem yapmış.

Polis bu kararlılığıyla "Küçük müçük, bizim için hiç fark etmez; bu
sokağın, metro istasyonunun veya mahallenin suç üreten bir bölge olmasına izin vermeyeceğiz."
demiş.


Ülkemizde de çok gecikmeden teorinin pratik uygulamasına başlamak yerinde olur, ne dersiniz?

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 07 May 2009, Perşembe 12:00:56    Mesaj Konusu: Re: Kırık Cam Teorisi ve Pratikte Uygulamaları Alıntıyla Cevap Ver

Vallahi super bir yazi super bir ders . Tam anlamiyla katiliyorum. hepsi yerli yerinde kararlar. Baslanacagi yeri ve zamani bilmek ve tesbit etmek yeterli. Kalemine gonlune yuregine saglik Tigrul bey. Cok ise yarayacak hayatimzida bu ornekler. alkış

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

EL-Mecnun

Aktif Üye
Aktif Üye



Kayıt: Mar 21, 2009
Mesajlar: 26
Nereden: ADIYAMAN



MesajTarih: 07 May 2009, Perşembe 14:16:42    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

insanlar belli bir sitemin parcasıdır,
sitemi kontrol edenler düzen ve terdibe özen gösterdiklerinde
hayal edilen sistem süreci devam eder.
islamiyette banenecilik yoktur.
bizim sitemimiz 1400 küsür yıl önce oturtulmuştur,
ne yazıkki sistemimizi kontrol edenler özveride bulunmadıklarından başkalarının sitemine özeniyoruz.
örnek anneler günü 1950 li yıllarda dünyada kutlanmaya başlandı,
bizde ise islamiyet dönemlerinde başladı neden cennet annelerin ayakları altındadır hadisini hatırlamak istemiyoruz.
bir örnek daha vericem komşusu açken, tok yatan bizden değildir.
şiddete gelecek olursak bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir.
burdaki kastım ; bizim sitemimiz gercek sitem sitem içerisine yerleştirdiğimiz elamanlar duyarlı ve özenli olmadıkça daha çok özentilerde bulunacağız insanlar şükrü ve kanaat etmeyi unuttukları müdedce çarpık sistemler oluşacaktır.
saygı değer tuğrul ağbeycim çok güzel bir paylaşım size katılıyorum ayrıca duyarlılığınızdan dolayıda kutlarım sizi böyle duyarlı bir konuyu paylaşmak inşallah insanlarımıza ve sitemimize faydalı olur.
kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et

eliferdem

Elmas Üye
Elmas Üye



Kayıt: Sep 06, 2008
Mesajlar: 3901




MesajTarih: 08 May 2009, Cuma 13:25:44    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

emeğine sağlık komşu oğlu çok güzel bir konuya değinmişsin

herkes kendi evinin önünü süpürse heryer temiz olur derler yaa
işte bizde öyle önce kendimi etrafımızdan temizlemeye başlasak
kendimiz özen göstersek bunların hiç biri gerçekleşmeyecek
suçu gördüğümüz zaman aman banane ''bana dokunmayan yılan''
hesabı yapmasak uyarabilsek belki daha kolay işleyecek sistem diye düşünüyorum
teşekkürler (:

Yan!" diyorum içime!..." Sadece sen yan! " Ve"Dayan!"diyorum gönlüme!..."Herkes mutlu olsun!... Sen dayan!..
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

zafersoy

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Oct 30, 2008
Mesajlar: 2039
Nereden: TRABZON



MesajTarih: 14 May 2009, Perşembe 07:38:31    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

el mecnun'un yazısı benim söyleyeceklerimle aynı..teşekkürler el mecnun.
ama toplum psikolojisine güzel bir ayna tutmuş tuğrul bey..hani vanda bir inek uçurumdan aşşağı yuvarlanmış ve diğerleride onu takip etmek pahasına uçurumdan aşşağı atlamışlardı ya.işte insanlardakide sürü psikolojisidir bence..
çağrı filminden bi örnek vereyim..ezan okunuyor bütün şehir boşalıp herkes camiye gidiyor biride sonradan gelip bakıyor esnafın bütün malları dışarda,kimse malını içeri almamış..ama herkes camiye giderken içlerinden bir tanesi üzüm kasasının içinden bir tek üzüm tanesini alsa eminim kasadaki tüm üzümler bir anda biterdi..onunda mantıksal açıklaması tabiki göz hakkı olurdu..
toplumsal sürü psikolojisini üstümüzden atabilmenin en faydalı yöntemi bence okumak ve kültür seviyemizi yükseltmekle olur.
trabzonda kitap haftasında meydana asılan bir pankart vardı..o pankart yanılmıyorsam herşeyi açıkça anlatıyordu..''bir japon yılda 80 kitap okuyor,,80 tük yılda bir kitap okuyor''

teşekkürler tuğrul bey alkış

<div>Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah sana belki kanat verecek. <br>Kuyu dibinde kaldın diye kırılma belki oradan bile bir kapı açılır. <br>Yusuf kuyudan sultan oldu.."</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 14 May 2009, Perşembe 09:03:42    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

İnsan psikolojisi, insanın düşünmeye başladığı andan itibaren devrededir. Dolayısıyla da toplum psikolojisini ve davranışını temelden etkilerler. Sistemler, insanları yönlendirecek prensipleri hayata geçirirler. Farkındalık ayrı bir olaydır. Mesela, Isaac Newton yerçekimi yasasını bulmadan önce de kütleler birbirini çekmekteydi. Keşfedilene kadar, yerçekimsiz ortamda yaşamıyorduk ki.

El-Mecnun'a katılıyorum ama, dinimiz kuralları ve davranış şekillerini verir ve sıkça da uyarır, "nefse ve şeytana dikkat" diye. Deney, nefis ve şeytan ilişkisinin, topluma yansımış halini açığa çıkartıyor sadece. Kanunlar da zaten suçları engellemek için getirilen birtakım kurallar zinciridirler. Deney sonrası, farkına varılan bir veri olduğundan, yani keşfi yapıldığından, bundan sonraki uygulamalara fayda sağlayabileceği düşünülmüş ve yayınlanmıştır.

Zafer Bey'in üzüm örneği de deneydeki anafikri özetliyor bence.

Çok teşekkürler yorumlarınız için. kırmızı gül

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

zafersoy

Platinyum Üye
Platinyum Üye



Kayıt: Oct 30, 2008
Mesajlar: 2039
Nereden: TRABZON



MesajTarih: 30 Temmuz 2009, Perşembe 21:48:01    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

teşekkürler tuğrul bey

<div>Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah sana belki kanat verecek. <br>Kuyu dibinde kaldın diye kırılma belki oradan bile bir kapı açılır. <br>Yusuf kuyudan sultan oldu.."</div><br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !


Mesajları Göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Sizin Kaleminizden... Köşe Yazıları... Tüm saatler GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com. This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse to include even this then support on our forums may be affected. The phpBB Group : 2002 // --> Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Forums ©
Copyright © 2008 Oymalitepe.Net & Site Kurulumu-Düzenleme: L@ZKaN - kuzeyinoglu - ^^KaRaYeL^^