Nazım Hikmet Nâzım ın Küba Seyahati

[^^KaRaYeL^^]

Nâzım Hikmet Küba’da

Nazım Hikmet Nâzım’ın Küba Seyahati

Osmanlı Bankası Müzesi Sineması’nda ‘toplumsal hafıza’ teması altında, yönetmenliğini Çağrı Kınıkoğlu ve Gloria Rolando’nun üstlendikleri “Nâzım’ın Küba Seyahati” adlı belgesel gösterilecek.

15.01.2008'de saat 17.30 ve 19.00’da yapılacak gösterimlerin ardından, Ataol Behramoğlu, “Nâzım ve Küba ” konulu bir söyleşi gerçekleştirecek.


Belgesel (0212) 334 22 70 numaralı telefondan rezervasyon yaptırılarak ücretsiz izlenebilecek.

Kaynak:milliyet

[eliferdem]

bilgi için teşekkürler (:

[zafersoy]

öncelikle değerli Nazım Hikmet Ran'ı saygıyla anıyorum..çocukluğum vegençliğim Nazım türküleri dinleyerek geçti.Değerli zülfü livaneli bizçok şiirini bestelemiş ve şarkı sözü haline getirmiş.devlet tarafından ona verilen iade-i itibarı vatandaşlık hakkını mutlulukla karşıladım.çünkü özellikle ilk yıllarda vatan şairi diye anılan ancak sonradan kalemiyle birlikte sürgün edilen bu eşsiz şaire çok geç verilmiş bir prestij..yasa çıkaranları yürekten kutluyorum..ancak aynı yasa çıkaranlar ahmet kaya gibi soysuz birine tekrar vatandaşlık hakkının verilmesi eshefle kınıyorum.

KADINLARIMIZ
Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.
N.Hikmet RAN
(kurtuluş savaşında cepheye mermi götüren kadınlar için yazılan bir şiir)



arabamı şerefsizlerin memleketinde bıraktım
A.KAYA
(terör örgütü üyesi ve pkk terörünü desteklediğini açıklamasından sonra hakkında tutuklama kararı çıkan ve almanyaya kaçan adamın sözü)


teşekkürler ^^karayel^^

[=FLOWERS=]

Tşkler karayel...Zafer yerden göğe kadar haklısın

[musti_show]

bu güzel yazılarınıza bende guzel bir NAZIM HİKMET siiriyle eslik etmek isterim.ilk olarak sevgili VOLKAN KONAK tan dinlediğim ve cok etkilendigim bir şiir.

BU MEMLEKET BİZİM

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem,
bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim...Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi KARDEŞÇESİNE,
bu hasret bizim...