Tarih: 19 Mart 2008, Çarşamba 11:30:54 Mesaj Konusu: TÜRK YÖNETİM FELSEFESİ
Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi.
Her iki takımda, performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.
Büyük gün geldi ve iki takımda, kendini hazır hissediyordu.
Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar...
Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı.
Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.
Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi.
Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.
Türk Takımında ise 1 kişi kürek çekiyor, 8 kişi dümeni kullanıyordu.
9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı.
Yeni yapılanma şekli şöyleydi;
- 4 dümen müdürü,
- 3 bölgesel dümen müdürü,
- Kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu 1 Dümen yöneticisi,
- ve 1 kürek çekme elemanı.
İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.
Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçti.
Yarışınkaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu ve müdürlere sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi...
Tarih: 19 Mart 2008, Çarşamba 13:53:44 Mesaj Konusu: Re: TÜRK YÖNETİM FELSEFESİ
Aslında bu özellikler biz Türklerin Süregelmiş özellikleri olmamakla beraber günümüzde üzerimize giydirilmiş özelliklerdir., Son yıllarda gerek kamuda olsun,gerek özel hayatımızda olsun ,sorunun ana kaynağına inme yerine, günlük,geçici çözümler üretiyoruz...
Teşekkürler FAYDIN ve bende hoşgeldin diyorum.
Tarih: 19 Mart 2008, Çarşamba 15:53:18 Mesaj Konusu:
Bu hikaye bundan 10 sene önce TRT radyosunda dinlediğim bi hikayeyi aklıma getirdi Hatırladığım kadarı ile sizlerle paylaşmak isterim :
Ülkenin ileri gelen siyasetçilerinin olduğu bi topluluk bölge bölge gezintiye çıkmışlar ... Bir gün dağın başında ıssız bi kulübeye rastlamışlar ... Hemen bu ne kulübesi , kimin kulübesi , niye burda ... v.s.. konuşmaya başlamışlar ...
Sonuçta bi karar almışlar...
"Bu külübe burda sahipsiz kalmamalı .. buraya bi bekçi atayalım " demişler ...
Bekçi göreve başlamış... ıssız dağın başı ...
Bu sefer de "acaba bekçi görevini yerine getiriyor mu ? " diye konuşmaya başlamışlar ...
"En iyisi biz bu bekçinin başına bi müdür koyalım görevini suistimal etmesin " demişler...
Müdür'den sonra bi muhasebeci , bi sekreter , bi odacı vs.. atanmış ....
Sonrasında müdürün başına "Genel Müdür" , Genel Müdürün başına Bölge müdürü , Bölge müdürünün başına İlçede bi müdür , ilçedeki müdürün başına da İl müdürü getirilmiş... Tabi tüm bu müdürlüklere de personeller alınmış ...
İl müdürünü de bi yere bağlamak gerek demişler .......
BiTMeZ
Sonuçta ne iş yaptığını bilmeyen bir sürü müdürümüz ve çalışanımız olmuş ...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız