Kayıt: Feb 08, 2008
Mesajlar: 498
Nereden: TRABZON
Tarih: 06 Kasım 2008, Perşembe 11:45:02 Mesaj Konusu: Sokak... Sokak...
Sokak... Sokak...
Yoksul ve yoksun gelir dünyaya. Beyaz, bembeyaz bir perdeye düşer gölgesi… Yoksulluğu, yoksunluğu armağan eder ona… O, yoksunluğunu varsıl bir dünyaya çevirmenin peşindedir. Beyaz, bembeyaz bir perdeye düşen gölgesi de onun peşinde…
Böylelikle bir gölge oyunu başlar hayatında! Yoksul ve yoksun bir hayal oyunudur bu. Yegâne gayesi hayata tutunmak olan bir oyun. Bir umut örüntüsüdür bu oyun gölge düşen yaşamına. Işıklı yarınlara, ışıklı gecelerde kurgu sunan bir oyun. Her güne ve gün sonuna düşülen bir düş “gün sönsün, geceye dönsün, dönsün ama umut bitmesin, umut sönmesin” diye, umut kurgulu bir düş…
Gün söner, gece düşer koynuna. Işık düşer üzerine, alaz düşer yüreğine. Bilir yalnızlığını, bilir yalnız konulmadığını ısıtırken yüreğini yalaz aydınlığında…
Serilir gölgesinin üzerine sokak lambasının huzmesinde. Üzerine konuşlandığı gazetede bir satır ilişir gözüne “Edison lambayı bulduğunda ilk olarak bir sokağı aydınlattı ve sonra da insanlara tanıttı. O andan itibaren de sokakları aydınlatır sokak lambaları…” diye.
Sokak lambası! Diye kımıldar acıyan dudakları. Sokak çocuğu, diye tırmalanır kulakları!
Sokak çocuğu!
Yoksul ve yoksun bir dünyada, adından bile yoksun!
Adın bile yok senin! Kendi sesiyle doğrulur. Yerden kalkan bedeni ışıklı yüreğini saklar. Işığa verir sırtını…
Elini kaldırır, eli kalkar…
“Gün ağarana dek seninleyim” der! Sırtını verdiği sokak lambası huzmesinde önüne düşen gölgesi…
Yeni bir gölge oyunu başlar ve biz unuturuz sahnemizi!
Hiç bitmeyecek sanırız ama belki anımsarız, bir çocuğun yaşamında bir sokak lambası kadar ışık olabilmeyi! Ömer Hayyam’ın bir rubaisi ile
“Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
Kuklacı felek usta, kuklalar da biz
Oyuna çıkıyoruz birer ikişer
Bittimi oyun, sandıktayız hepimiz.”
^^KaRaYeL^^, Eylül 2008
Not: Bu yazının tamamı Yomrahaber Gazetesi'nin 6.Sayısında yayınlanmıştır.
sokakta kalmış bir ışığın gölgesine sığınmış o kadar çok çocuk varki. sonra yalan ve yanlış yollara sapıyorlar. itilip ,kakılıyor horlanıyorlar ama onu oraya itenler bire bir bunu yapanlar değil mi. en ufak hatada dışlanıp daha derin dehlizlere atılanlar....
aslında onlarda yanlış yok. belki başka çıkış yolları tutunacak dalları olmadığı için, yaşam kavgası bir lokma ekmek için ve onların üzerinden geçim yapanlar
asıl suçlu onlar değil mi...
ya suçlu bizler değil miyiz?...
Yan!" diyorum içime!..." Sadece sen yan! " Ve"Dayan!"diyorum gönlüme!..."Herkes mutlu olsun!... Sen dayan!..
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız