Önceki Başlık :: Sonraki Başlık |
Yazar |
Mesaj |
_Nesil_
Tecrübeli Üye
Kayıt: Sep 09, 2009
Mesajlar: 321
|
Tarih: 02 Ekim 2010, Cumartesi 01:42:03 Mesaj Konusu: Son Durak |
|
Her canlı ölümü tadacaktır! Sonunda bize döndürüleceksiniz..! (Ankebût, 29/57. Ayet)
Hepimiz biliriz bu ayeti, biliriz de, nedense unuturuz çoğu zaman. Hâlbuki bunu yüzümüze tokat gibi çarpan öyle bir yer var ki! Birçoğumuzun yakınından geçerken ürperdiği, uğramayı ihmal ettiği, belki korktuğu belki de soğuk bulduğu için uzak durduğu bir yer. Ölülerin, defnedilerek ebedi ikametgâhlarını beklemeye başladıkları istirahatgâhlar. Mezarlıklar...
Evet, sevimsiz bir konu, okurken keyif alacağınız, gülümseyeceğiniz bir konu değil; ama son zamanlarda beni etkileyen, duygularımı paylaşarak sizin de etkilenmenizi sağlamak istediğim, bana göre gerekli bir konu bu.
İtiraf edeyim ki, uzun zamandır bir mezarlık ziyaretinde bulunmamıştım, ta ki bu yıl bir yakınımızı kaybedene kadar. Yakınından geçerken oradakiler için dua okurum elbette; ama özellikle ziyaret ettiğim, başında Kuran okuduğum, gözlerim dolu dolu oradaki kişiyi düşünüp dualar ettiğim bir mezar olmamıştı. Ya da uzakta olduğu için bunu yaşama imkânım olmamıştı. Meğer büyük bir eksikmiş bu hayatımda. Şimdi daha iyi anlıyorum. Yakınımızdaki mezarlıkta sık sık ziyaret edeceğim derecede yakınımın bulunmamasının bir şans, bir lütuf olmasının yanı sıra bazı duygulardan mahrum kalmama sebep gösterebileceğim bir eksik olduğunu yeni anlıyorum. Nasıl anladım, ne hissettim? Şimdi de bunu anlatmaya çalışacağım yazımın devamında.
Bu yaz yıllardır tanıdığımız bir teyzemizi kaybettik aniden. Allah rahmet eylesin. Üstümde emeği olan, sevdiğim bir teyzeydi. İşte ilk kez buradaki mezarlığın yanından değil de içinden geçişim onu ziyaret etmek için oldu. Açıkçası dıştan baktığımda soğuk, ürpertici bir yer bulurdum mezarlığı. Oysa içeride sessizliğin, sıcak yaz ayında çam ağaçlarının gölgesinin ve serin rüzgârın etkisiyle sıcak, samimi bir duygu kapladı beni. Özellikle de orada yatanların, birilerinin geldiğini hissedip sevindiklerini düşünmekle derin bir huzur buldum. Hani bir iyilik yaparsınız da onun verdiği manevi haz, mutluluk sevindirir ya sizi, öyle bir sevincin verdiği huzurdu bu. Mezarın yanı başında oturduk bir süre. Ne tuhaftı! Daha geçenlerde görmüştük onu, şimdi ise bedeni o toprağın altında, ruhu başka âlemdeydi. Hayat işte, ‘Bugün varsın, yarın yoksun.’ denir ya, bunun en etkili, en gerçekçi kanıtının yanındaydık. Hüzünlüydüm, şaşkındım...
Aradan kısa bir süre geçti. O gün o teyzenin vefatının 52. günü dolayısıyla evinde mevlit vardı. Oradan yürüyerek döndük annemle. Mezarlık yolumuzun üstüydü. Görünce tekrar uğrayalım dedik. Kimseler yoktu. O kimsesizlik, hüzünlü bir hava yaratmıştı sanki. Her mezar bize de dua edin, benim yanıma da gelin der gibiydi. Mezar taşlarına bakıp tanıdık aradık. Ruhlarına dua okuduk. Kimileri bakımsız, yazıları silinmiş. Belli ki yıllar önce vefat etmiş, uğrayanı yok. Belki de hayatta kimsesi yok. [Mezarlık, ölülerin toprağa karışmadan önce adlarını, kimliklerini toprak üstünde bıraktıkları yerdir.(Paul Valery)]. Kim olduğu okunmuyor, kendi gibi, kimliği de gitmiş artık. Öylece unutulacak. Bu ne acı!
Sonra birini gördük bir mezar başında. Etrafındaki otları yoluyordu elleriyle. Tanıdık onu. Ahmet'ti. Köyde yaşayanlar bilir, ya da filmlerden bilirsiniz. Akıl sağlığı yerinde olmayan, sokaklarda gezen insanlara deli lakabı verilir. Hoş olmayan bir tabir, ama öyle tanınır o kişiler. Köyün delisi! Ahmet de öyleydi. Tıpkı dört yıl önce vefat eden abisi Hüseyin gibi. Annem görünce seslendi: Kimin mezarı o Ahmet, annen, baban mı? diye sordu. Karşıdan: "Abim o, benim abim, gel bak, abim!" dedi bize. O kadar etkiledi ki bizi onun o hali. Ondan uzak dururum aslında gördüğümde. Yine de, madem çağırdı, gidip dua okuyalım da gönlü olsun dedik. Bize anlatmaya başladı. "Hiçbir şeyi yoktu, ekmek almaya gitti, bir daha gelmedi, ölmüş..." deyip durdu. Abisinin mezarına bakıp bakıp onu söylüyordu. Sürekli uğruyormuş, otları yoluyor, mezarı bakımlı tutuyormuş. Acıdım haline. Bir abisi vardı, ikisi yalnız yaşarlardı. O da yok, yalnız şimdi. Abisi bu dünyada şanslı olmadı, ama sonrasında şanslıydı bana göre. Çünkü hem günahsız gitti hem de sık sık ziyaret edeni vardı. Düşündüm de, biz onun gibi olabilecek miyiz?
......
Velhasılıkelam, dünya telaşına dalıp unutuyoruz kaderimiz karşısındaki acizliğimizi, çaresizliğimizi. Şarkının da dediği gibi, “son durak, kara toprak”. İşte insan olarak muhasebe etmemiz gerekenleri hatırlatan, hayatımızda rafa kaldırdığımız bir bakıma ibadet diyebileceğimiz “düşünme ve eleştirme” işleri için kıvılcım olabilecek mekânlar olan mezarlıklar açıkça gözümüzün önünde.- İbret al insanoğlu ibret al, gel gör de ibret al!- der gibi.
.......
Kapıya ne icra memuru gelir,
Ne Birinci Şube sivil polisi…
İçerde kimine kuş tüyü sedir;
Yüz üstü toprağa düşer kimisi.
Bir musiki orda zaman ve mekân.
Yıldız dolu feza küçük camekân.
İmkân atomunu çatlatan imkân.
Bir hiç ki, içinde heplerin hepsi.
Necip Fazıl Kısakürek (1978) |
|
|
|
|
|
FAYDIN
Tecrübeli Üye
Kayıt: Feb 17, 2008
Mesajlar: 489
Nereden: UŞAK
|
Tarih: 01 Kasım 2010, Pazartesi 16:02:10 Mesaj Konusu: |
|
Yine eline, emeğine, yüreğine, hissiyatına ve diline sağlık Sevgili _Nesil_ ...
Paylaşımını içim burkularak, inceden inceye hayıflanarak okudum. Kendi kendime "Gündelik hengameler seni ne kadar da meşgul ediyor ki, bir gün mutlaka varacağın son durağa; senden evvel varan nicelerine dua etmek, fani sıkıntılardan biraz olsun sıyrılmak, ibret almak ve ölmeden önce hayatın kıymetini bilmek adına uğramaya dahi fırsat bulamıyorsun?" diye söylenip, en yakın zamanda bir kabir ziyareti yapmaya karar verdim.
Tekrar tekrar teşekkür ediyor, esenlikler diliyorum...
|
Bir "DİLRUBA"ya düştü gönül müptelası çok, Aşkın sefası yok değil ama cefası çok... |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !
|
|
|
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com.
This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers
but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good
reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the
Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse
to include even this then support on our forums may be affected.
The phpBB Group : 2002
// -->
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
|