Anasayfa | Fotograf Albümü |Forumumuz |Downloads | Hesabınız | Ziyaretçi Defteri|İletişim| Radyo

Oymalitepe.Net :: Başlığı Görüntüle - 3 minik öykü
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun   GirişGiriş 

3 minik öykü

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Oymalitepe.Net Muabbet Salonu - Çay Bahçesi Oymalitepe.Net Muabbet Salonu - Çay Bahçesi
Önceki Başlık :: Sonraki Başlık  
Yazar Mesaj

MaviNick

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Aug 24, 2008
Mesajlar: 128




MesajTarih: 24 Ekim 2009, Cumartesi 13:48:12    Mesaj Konusu: 3 minik öykü Alıntıyla Cevap Ver

Aşağıda okuyacağınız 3 minik hikayeyi daha önce okumuş olabilirsiniz veya önümüzdeki günlerde elektronik posta ile size ulaşabilir.
Okuyanların tekrar hatırlaması, okumayanların da daha erken okuması için sizlerle paylaşmayı istedim.
Çünkü gerçekten güzel ve ders alınacak hikayeler..

MaviNick

...............

HER ŞEYİN DAHA İYİ ANLATILABİLECEĞİ BİR YOL VARDIR............


NewYork'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci birgün, bir şairin dikkatini çeker.

Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır. Dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar.

Dilenci de sekiz dolar olduğunu söyler. Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı tabelayı ters çevirerek birşeyler yazar.

"Şimdi buraya senin kazancını artıracak birşeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin" der ve oradan ayrılır.

Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca dilenci; "Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdİr.
Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?" Bunun üzerine şair gülümser ve: Tabelada "

Doğuştan körüm, yardım edin " yazıyordu.

Bense " Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim diye yazdım " der.



Önemli olan, anlatılmak istenen şeyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre; her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır. Yeter ki

onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu doğrultuda genişletmeye uğraşalım...



*****



GECE YARISI

Yıllar sonra çocuk evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş. Birgün, gecenin bir yarısı saat 3:30 civarları telefonu çalmİş.
Telefondaki ses, annesinin sesiymiş çocuk:

"- Ne var Anne, ne istiyorsun bu saatte, neden beni rahatsİz ediyorsun? Sabah arasan olmaz mıydı?"

gibilerinden, annesini azarlayıcı sözler sarfetmiş.

Annesi, biraz buruk biraz da ağlamaklı bir ses tonu ile; bundan 25 yıl önce de bir gece yarısı 3:30 da sen beni rahatsız etmiştin.

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN OĞLUM " demiş...



****



USTALIK BEDELİ



Bir fabrikada imalat hattındaki çok önemli olan ana makinalardan biri arızalanınca fabrikadaki tüm üretim de durdu.
Mevcut teknisyenler makineyi çalıştırmak için çok uğraştılar, ancak ne yaptılarsa nafile, bir türlü başaramadİlar.
Sonunda dışarıdan uzman çağırdılar.

Uzman gelip makineyi inceledi. Durumuna baktı. Sonra çantasından bir çekiç çıkardı. Elinde çekiçle makineye yaklaştı. Makinenin belli

bir noktasına elindeki çekiçle dikkatlice sert bir vuruş yaptı.



Makine hemen çalışmaya başladı ve hiçbir arıza olmamış gibi devam etti. Fabrika tekrar harekete geçti. Uzman fabrikadan ayrıldıktan iki gün sonra faturasını gönderdi : "Hizmet bedeli karşılığı 1.000 USD (bin dolar)" Fabrika müdürü bu faturaya çok kızdı. Tepesi attı ve

bir çekiç darbesi için bin doları çok buldu. Uzmandan ayrıntılı fatura göndermesini istedi. Uzmandan bir gün sonra aşağıdaki ayrıntılı fatura geldi :

Makineye cekiçle vurma bedeli.............. 1 $
Nereye vuracağını bilme bedeli......... 999$

Toplam................................................ 1.000$



....................
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

ZaKDaRiZa

Mareşal
<b>Mareşal</b>



Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon



MesajTarih: 24 Ekim 2009, Cumartesi 23:52:22    Mesaj Konusu: Re: 3 minik öykü Alıntıyla Cevap Ver

Hepsi superdi gercekten ama benim gozumu yasartan ortadaki gogum gunu kutlamasiydi. hepsinde super dersler var alacagimiz. Tesekkurlerrr. alkış

ZaKDaRiZa Ben insanlari beni sevsinler diye sevmedim <br> <br>
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger

Askin-Elif-Hali

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Oct 11, 2009
Mesajlar: 86
Nereden: izmir_



MesajTarih: 25 Ekim 2009, Pazar 07:07:43    Mesaj Konusu: Re: 3 minik öykü Alıntıyla Cevap Ver

Emegine gönlüne saglık MaviNick cok güzel paylasımlar..tesekkürler

Bu da BENDEN gelsin....
________________________________


TUZ KADAR…
Kıza bir partide rastlamıştı... Harika birşeydi. O gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki. Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti. Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı, ama tam bir kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular. Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı.. "Ben artık gideyim" demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı.. "Bana biraz tuz getirir misiniz" dedi.. "Kahveme koymak için.."

Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı.. Kahveye tuz!..

Delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan, ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı. Kız, merakla "Garip bir ağız tadınız var" dedi.. Delikanlı anlattı: "Çocukken deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.. Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum. Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar.. Onları ve evimi öyle özlüyorum ki..."

Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının.. Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan, evini sakınan biri.. Ev duyusu olan biri..

Kız da konuşmaya başladı.. Onun da evi uzaklardaydı.. Çocukluğu gibi.. O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu.. Tatlı ve sıcak..

Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii. Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu. Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü.

40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. "Ölümümden sonra aç" diye bir mektup bırakmıştı sevgili karısına.. Şöyle diyordu, satırlarında..

"Sevgilim, bir tanem.. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum için beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.. İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun?.Öyle heyecanlı ve gergindim ki, şeker diyecekken 'Tuz' çıktı ağzımdan.. Sen ve herkes bana bakarken, değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim. Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok.. İşte gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat.. Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum.

Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da.."

Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı.

Lafı açıldığında birgün biri, kadına "Tuzlu kahve nasıl bir şey" diye soracak oldu..

Gözleri nemlendi kadının ve...

" ÇOK TATLI ...!!! " dedi...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

Askin-Elif-Hali

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Oct 11, 2009
Mesajlar: 86
Nereden: izmir_



MesajTarih: 25 Ekim 2009, Pazar 10:56:57    Mesaj Konusu: Re: 3 minik öykü Alıntıyla Cevap Ver

Ask...Dostluk...Güven
Allegra demis ki;
Bir zamanlar üç arkadas varmis... Ask, Dostluk ve Güven... Üçü birarada oldumu harikaymis hersey... Gün gelmis askin isi çikmis... Eh meslek bu kolay mi? Ama dostlarindan ayrilmadan önce söz vermis onlara.
Beni özlediginizde gelin demis; uzaklarda olmayacagim. Nerde gözleri arzuyla
dolu birbirlerine bakan bir çift görürseniz ben ordayim. Ve ayrilmis yanlarindan...
Peki demis Dostluk Güvene; madem öyle ben de yoluma düseyim...
Görev çagirir... Ama merak etme, nerde birlikte aglayan iki insan görürsen iste beni orada bulursun...

Güven agzini açmis veda etmek için ama Dostluk ayrilmis arkadasinin yanindan onun son sözünü dinlemeden... Ve gitmis uzaklara...
Güven sessizce içinden geçirmis elinde olmadan... "Beni kaybederseniz,bir daha asla bulamazsiniz..."
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

FAYDIN

Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye



Kayıt: Feb 17, 2008
Mesajlar: 489
Nereden: UŞAK



MesajTarih: 26 Ekim 2009, Pazartesi 13:00:42    Mesaj Konusu: Re: 3 minik öykü Alıntıyla Cevap Ver

alkış

Hepsi harikaydı, emeğinize sağlık MaviNick kırmızı gül ve Aşkın-Alif-Hali kırmızı gül ...

Bir "DİLRUBA"ya düştü gönül müptelası çok, Aşkın sefası yok değil ama cefası çok... 
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

_Nesil_

Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye



Kayıt: Sep 09, 2009
Mesajlar: 321




MesajTarih: 27 Ekim 2009, Salı 03:43:50    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

ikisi daha önce okumadığım hikayelerdi. Paylaşım için teşekkürler MaviNick

Bir minik öykü de ben ekleyeyim.


DÜNYAYI YEŞİLE BOYAMAK

Çok zengindi. Tek derdi vardı: Gözleri müthiş ağrıyordu. En donanımlı hastanelerde, en ileri teknikleri kullanan, en tecrübeli doktorlar bu ağrılarına bir çare bulamamıştı.

Bir şifacının adını duydu. Belki o bir çare bulabilirdi. Gerçekten de şifacı derdini hemen anladı ve reçeteyi verdi: Bir müddet sadece yeşil renklere odaklanması gerekiyordu. Başka hiçbir renge bakmamalıydı.

Şifacı birkaç hafta sonra hastasını ziyarete gitti. Gördüklerine şaşırdı: Evin duvarları, kapıları, pencereleri, hatta ev eşyaları tamamen yeşile boyanmış veya yeşil örtülerle kaplanmıştı. Kapıyı açan hizmetçi de yeşil giyinmiş, üzerinde kırmızı ve mavi renkli elbiseyle gelen şifacıya da yeşil bir pelerin vermiş, giymesini istemişti.

Birazdan hastası da yeşil bir kıyafet içinde geldi, şifacıya teşekkür etti. Ağrıları gerçekten geçmişti.
"Evi bu hale getirmek epey uğraştırdı, dışarı da hiç çıkmadım. Ama değdi." dedi.
Şifacı hastasını kırmamaya çalışarak, kibarca gülümsedi:
"Hay Allah! Yeşil camlı bir gözlük alsaydınız keşke..."


....

Dünyaya bakış açımızı değiştirirsek, gördüklerimiz bizi daha az rahatsız edecektir.İnsanları, olayları değiştirmek boş bir gayrettir. Oysa kendimizi değiştirmek belki zordur, ama mümkündür.

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 27 Ekim 2009, Salı 17:15:06    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Ben de konuda ve yorumlarda belirtilen, birkaç öğeyle ilgili teşbihleri de aktararak, konuya katkıda bulunmaya çalışayım:

Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı. Bütün köy ahalisi toplandı. İçlerinden birinde şemsiye vardı.
Bu inançtır.



Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşeceklerini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onu tutacaktır.
Bu güvendir.



Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair garantimiz yoktur. Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.
Bu ümittir.


Ve bu üçü varsa, hayatınız güzeldir...

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !


Mesajları Göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Oymalitepe.Net Muabbet Salonu - Çay Bahçesi Tüm saatler GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com. This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse to include even this then support on our forums may be affected. The phpBB Group : 2002 // --> Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Forums ©
Copyright © 2008 Oymalitepe.Net & Site Kurulumu-Düzenleme: L@ZKaN - kuzeyinoglu - ^^KaRaYeL^^