Önceki Başlık :: Sonraki Başlık |
Yazar |
Mesaj |
|
|
|
|
=FLOWERS=
Platinyum Üye
Kayıt: Dec 11, 2008
Mesajlar: 1681
|
Tarih: 27 Ağustos 2009, Perşembe 13:29:58 Mesaj Konusu: |
|
Vee başlıyorum....
Sanırım 2 yıl önce,yine bir ramazan günüydü ve iftara yaklaşık yarım saat kala iş yerinden arkadaşım telefon açtı,canım sıkılıyo deyince kalk bana gel dedim,birlikte iftarı yaparız,canım çok makarna istiyo yap gelirim diye nazlanınca oldu bil dedim ve telefonu kapattıktan sonra masayı hazırlayıp ,makarnayı yapmak üzere mutfağa gittim..bir elim masa hazırlıyo,bir elim salatada ,zaten oruç (sigara) vurmuş başıma bir müddet sonra evde bir koku ,bir duman oda nee..? sen tut plastik leğene suyu doldur koy ocaga,altınıda yak bi güzel )göz gözü görmüyo dumandan ,ocağa eridi o plastik yapıştı bide ızgaraya..o gün iftarı geç açtık arkadaşımla ama makarnayıda herşeye ragmen yedik..yani yaptım ...hoş bir anı ..o telaşı ve söylenmemi hiç unutamam..
Gençkızım annemle çarşıda geziyoruz.eh şimdiki gibi değil o zaman serde gençlıkte var fena değilim yani. arkamızda 2 genç konusuyorlarmış ama ben hiç duymadım farkında da değilim..kıza bak maşşallah.acaba yüzüde güzelmi falan ,birisi demişki hadi git saati sor o zaman tam görürüz..birden birisi ''saatiniz kaç acaba '' deyince ben durdum söyledim doğal olarak,birden annem çocuğa '' bana bak oğlum dedi,yarısı allah vergisiyse çoguda boya..gittimi merakınız dedi...çok kızardı göz makyajı yapmama aksine bende bayılırım o anki utanmamı ve annemin o çocuklara çıkısını hiç unutmam |
<div> __________ EDEP ile gelen LÜTUF ile gider __________</div><br> |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Reffazum
Bağımlı Üye
Kayıt: Feb 20, 2008
Mesajlar: 173
Nereden: ÇERKEZKÖY
|
Tarih: 28 Ağustos 2009, Cuma 12:48:10 Mesaj Konusu: Re: |
|
Flowers hocam çok güzel bir başlık.Teşekkürler. Sayende geçmiş günleri yadettik.
Bir hatıra da benden.....
Üniversite son sınıf öğrencisiyiz. Son sınıfta proje dersimiz var.
Bu derste öğrenciler öğrenim yılı başında gruplara ayrılıyorlar ve yıl boyunca 1 adet proje hazırlıyorlar.
Ders hocası da rehberlik yapıyor.
Projeler,öyle basit projeler değil. Örneğin bir maddenin üretimini yapmak için fabrika projesi hazırlıyorsunuz.
Arsa,inşaat,fabrika kurulumu,çalışacak işçi sayısı,
üretilecek malzemenin ve hammaddelerin kalite testleri,vs. Bazı projeler 400- 500 sayfayı buluyor.
Biz 5 arkadaş birlikte proje hazırlıyoruz.Çok samimiyiz.
Bir arkadaşımızın dersleri daha iyi. Haziran ayında mezun olmaya niyetli. Ben dahil diğer dört kişinin ise bazı derslerinin Eylül’e kalacağı kesin.
Mezun olmaya niyetli arkadaşımızın adı Halis.(eminim şimdi kulakları çınlıyordur )
Arkadaşlar proje çalışmalarına hiç yardım etmiyorlar.
Neden yardım etmiyorsunuz diye sorduğumda da gülerek “ Boşver Halis mezun olmaya niyetli.
Bu sebeple de projeyi bitirmeye
mecbur” diye cevap veriyorlar.
Halis kıvranıyor.Literatür peşinde koşuyor hoca ile görüşüyor velhasıl uğraşıp duruyor.
Ona kıyamıyorum en azından yazma işemine yardım ediyorum ama projeyi büyük oranda Halis götürüyor.
Ara ara hoca ile görüşüyor onun rehberliğinde ekleme veya değişiklikler yapıyor. Kısacası büyük emek harcıyor.
Aylar çabucak geçti ve Haziran ayı (yani sınav ayı ) geliverdi.
Sınav günü gruplar halinde hepimiz fakültedeyiz.
Herkes en güzel elbisesini giymiş kravatını takmış hatta bazı gruplar çiçekler yaptırmış anfilerde sıramızın gelmesini bekliyoruz.
Hocanın kravat takmayan takım elbise giyinmeyen kişilere asla geçer not vermediği geçmişten geleceğe aktarıldığı için hazırlıklıyız.
Gruplar birer birer hocamızın yanına girip çıkarken biz de sohbet ediyoruz.
Derken benim aklıma bir muziplik geldi ve aşağıdaki anımı (gerçekte olmayan ) arkadaşlarıma anlatarak
birini veya birkaçını tuzağa düşürmek istedim.
“ Arkadaşlar",dedim "çocukken yayladayız ve 10-12 tane ineğimiz var.Geniş çimenlerde onlara bekçilik yapıyorum.
İnekler hepsi bir arada otluyorlar.
Derken ineklerden biri aniden 10 metre kadar ileriye koşarak amuda kalktı.” dedim ve sustum.
Uzun süren bir sessizlik oldu ve sonunda bir arkadaşımız dayanamayıp “ben bir şey anlamadım” dedi.
Ben de zaten bunu bekliyordum ve hemen cevabı yapıştırdım:
“Arkada kalan diğer inekler de bir şey anlamadı zaten” .
Zembereklerden boşanırcasına bir kahkaha tufanı koptu.
.......
Derken hocanın yanına girme sırası bizim gruba geldi. İçeri girdik.
Hoca bir masanın başında oturuyor.
Arkadaşlar sağlı sollu benden erken oturdular.Sandalyemi düzeltip otururken hoca bir şeyler söyledi.
Arkasından bana proje ile ilgili bir soru sordu.
Soruyu bilemeyince bana daha sandalyeye oturduğumu anlamadan “sen çık” dedi.
Meğer ben sandalyemi düzeltmeye çalışırken de bana soru soruyormuş ve ben anlamamışım. İki soruyu bilemeyince de netice bu...
Dışarıda arkadaşları beklemeye başladım. Yarım saat sonra çıktılar.
Çıkar çıkmaz , biraz önceki tuzağıma düşen arkadaş yanıma yaklaşarak
“ Nasıl, hoca seni amuda kaldırdı mı? “ dedi.
Hep beraber gülüştük.
Sınav neticesi ne oldu diye merak ederseniz onu da söyleyeyim. Hoca yılların kurdu projeyi kimin hazırladığını bilmez mi.
Halis 10 üzerinden 8 aldı. Diğer dört kişi ben dahil 6 aldık ve hep beraber sınıfı geçtik.
Hoca yine de not verirken beni amuda kaldırmamıştı....
Güzel günlerdi.....
Muzaffer Aktaş
............. |
|
|
|
|
|
nesli
Platinyum Üye
Kayıt: Sep 20, 2008
Mesajlar: 1498
Nereden: İstanbul
|
Tarih: 29 Ağustos 2009, Cumartesi 02:15:23 Mesaj Konusu: |
|
Yaşanmış gerçek olayları böyle hikaye tadında okumak gerçekten çok güzel. Bu bölümü sevdim.
Güzel bir fikir. Teşekkürler =FLOWERS=
* * *
Dalgınlıkla plastik kapta su ısıtmaya çalışmak. Hepimiz zaman zaman böyle olmayacak işleri yapmışızdır. Seni anlayabiliyorum =FLOWERS= . Benim de başıma çok gelir.
* * *
İhrama girince sabır göstermek gerek ama, o merhum amcanın sabrı epey zorlanmış ki artık isyan etmiş demek ki. Vurmamış ama vurmaktan beter etmiş sanki Diğer anılarınızı da bekliyoruz Halil abi.
* * *
İnek espirisine ben de çok güldüm Reffazum. Sınava gireceğiniz bir anda stresli olmayıp böyle espirilerle gülüp eğlenebilmeniz güzel.
Hocanın siz sandalyeyi düzeltirken soru sorması ve duymadığınızı fark ettiği halde tekrar etmemesi ne kadar adaletsiz bir davranış. Öğrenci olmak zor iş.
.........
Ben de sizlerle öğrencilik yıllarıma dair unutamadığım anılarımdan birini paylaşmak istiyorum.
Sınav haftalarının Ramazan'a denk geldiği bir yıldı. Henüz birkaç gün ve birkaç sınav geçmişti. Sınav zamanları çalışma odalarına adeta kamp kurar gece çalışır gündüz uyurduk. O gece de sabaha kadar korktuğumuz bir ders olan Hukuk dersine çalışmıştık Duygu ile. (Duygu hem oda arkadaşım hem de sınıf arkadaşım, bütün günümüz birlikte geçerdi yani ) Artık sınava hazırdık. Çok çalışmıştık. Vakit öğleye geliyordu. Sınava daha vakit vardı ki telefonum çaldı. Arayan sınıftan bir arakadaşım Seda :
- Sınav çıkışı sizi göremedim, neredesiniz? dedi ve o an başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki.
Banu'yu (sınıftan bir başka arkadaşımızı) sorduğumda - o da ortalarda yok- deyince aklıma ilk gelen şey, "Eyvah, Duygu beni öldürecek " Sınav olmuş bitmişti ve biz çalıştığımız halde sınava girememiştik.
Sebep : Sınav saatleri ve yeri bir hafta önceden belli olur ve bilgiler bir yerde asılı olurdu. O hafta Duygu okula gelmek istemedi. Hem ders notları hem de sınav bilgilerini almak bana kalmıştı. Ders çıkışı Banu ile cafeye gitmiştik, sınav bilgilerini almam gerektiği aklıma gelmişti. Banu -ben aldım benden yaz- deyince nasılsa sonra kontrol ederim diye ondan aldım notları ( Ah Banu Ah ) Aslında Duygu da ben de bu konuda titizdik. Kendi gözümüzle görmeden birbibirimizin notlarına dahi güvenmezdik bazen ama, oldu işte. Duygu da nasıl olsa kontrol ederim diye bendeki bilgileri not etti. Yukarıda anlayacağınız üzere biz kontrolleri unuttuk. Banu da sınav saatini yanlış almış ve zincirleme olarak biz de aynı yanlışa düştük.
Öğrenciyseniz ve sınav zamanıysa, o an sizin için en önemli şey o sınavı geçmek olur. Bizim için de öyleydi. İlk kez böyle bir şey başımıza gelmişti. Başka ders olabilirdi ama, bu ders olmamalıydı. Çok üzülmüştük ve telafisi için o gün yollara düştük . Bir sonraki gün yine sınav olduğu için uyumamız gerekiyor olmasına, Hem oruca hem de gece çalışmış ve uyumamış olmanın verdiği yorgunluğa rağmen telafi sınavına girebilmemizi sağlayacak sağlık raporu alabilmek için oradan oraya koşuşturup durduk. Son umutla İzmir Konak Meydanındaydık. Büyük bir Ramazan çadırı kurulmuştu. İftar yaklaşınca çadırda yemeye karar verdik, yaklaşık 1 saat kuyrukta bekleyip nihayet yiyebilmiştik. İlk kez böyle bir ortamda iftar yapmıştık. Halimizden memnunduk. Tüm stresi atıp halimizle alay edip gülüşüyorduk. Uzun bir gündü ama, sıkıntılara rağmen güzel bir gündü.
Sonuç : Raporu aldık. Telafi sınavına girdik ve ilk sınava girmiş olsak alabileceğimiz nottan daha yüksek bir notla sınavı geçtik. Üstelik Ramazan Çadırında iftar yapmış olduk. "Her işte bir hayır vardır" denir ya işte bu anı bize çok güzel bir örnek oldu. Gerçi her sınav zamanı arkadaşların geç kalmamamız için farklı espirilerine konu olsak da o gün bizim güzel bir anımızdır. |
.......Rüzgar gibi geçti hayatımdan, adı ^^KaRaYeL^^ olan....... |
|
|
|
|
=FLOWERS=
Platinyum Üye
Kayıt: Dec 11, 2008
Mesajlar: 1681
|
Tarih: 29 Ağustos 2009, Cumartesi 13:22:00 Mesaj Konusu: |
|
Öncelikle tşk ediyorum tüm anılarını paylaşan ve paylaşacak olan arkadaşlara..evet yaşadığımız anda komik yada traji komik yada hüzünlü olan anlarımızı sonradan anlatıp,yad etmek ve geriye dönüp'' ahhh o günler '' demenin hoş olacağını düşündüm..
Aklıma bir öğrenci fıkrası geldi bunu anlatmadan geçmek istemiyorum..
4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğininpatladığını söylerler... Hoca ilk basta inanmaz ama öğrencilerinin yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler.Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini bos bir salonun ayrı ayrıköşelerine oturtur.Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkessınavı geçebilir... Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'arpuanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır... Bunları kolayca çözerler.Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır: "Hangi lastikpatladı?" ))
Bir öğrencilik anısıda benden..Lise sondayım ve okulun son haftaları,notlar idareye verilmiş öylesine gelip gidiyoruz artık okula..birgün plan yaptık samimi 6 arkadaş,yarın yine evden aynı saatte okula diye çıkılacak ve pikniğe gidecez taa ki okulun normal çıkış saatine kadar..varmısınız deyince elebaşı arkadaşımız,hepimiz voltan olduk.'' varız varız'' ve biz okulu kırdık tabiri caiz se biz pikniğimiz yaptık,güldük ,eğlendik ve akşam normal saatte eve geldim..geldim ama babamın yüzü bir tuhaf,annemle mi atıştılar acaba diye düşünürken bana döndü ve ''okul nasıldı bugün '' dedi.''aman baba ne olsun işte git gel,son yazılılar var çalış dur ''deyince babam gözlerini kısıp ,sinirle yüzüme baktı ve fark ettim sinirden dudaklarını ısırıyor ''gezi sanat dersiydi bugün galiba,pikniktemi çalıştınız yazılıya ''diye son bombasını patlattı..yerin dibine girdim ,ayaklarımın altından ateş fışkırdı ve içimden ''eyvah dedim biri gördü,utanmaz işi gücü yok yetiştirmiş hemen '' merakım fazla uzun sürmedi ve babam arabayla o taraftaymış,kızıda alayım eve öyle gideyim demiş tüm iyi niyetiyle göremeyince de, tabiki sormus birilerine ve o gelmedi bugün pikniğe gittiler demiş..kim bilmiyorum o densiz sınıftan biri kesinde.. neyse babamın uzuun nasihatini dinledim ve yalancının mumunun yatsıya kadar yandığını bizzat teyit etttim..özür diledim ve bir daha yapmadım desem yalan olur sonradan 1 kez daha yaptık,itiraf ediyorum...) |
<div> __________ EDEP ile gelen LÜTUF ile gider __________</div><br> |
|
|
|
|
gursoyt
Altın Üye
Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara
|
Tarih: 29 Ağustos 2009, Cumartesi 16:52:02 Mesaj Konusu: Nisan 1 Şakası |
|
Konuyu gerçekten çok sevdim. Paylaşımları için herkese çok çok teşekkürler.
Ben de, 1976 veya 1977 yıllarından birinde, bir 1 Nisan günü, fizik öğretmenimiz Coşkun Bey'e hazırladığımız şakayı anlatmak istiyorum.
Soyadını şimdi anımsayamıyorum ama, Coşkun Bey, zaman zaman disiplin kurulunda da görev yapan, hemen hemen tüm öğrencilerin çekindiği, gülmesine değil ama kızgın azarlayışlarına sıkça tanık olduğumuz bir öğretmendi. Ona şaka yapmayı düşünmek, başından hataydı ama yine de öğrenci işte, törende sakin durduğu gibi kalmıyor.
Arkadaşlarımızdan biri, elinde bir sabunla geldi. "Arkadaşlar dedi, tahtayı sabunlayalım, Coşkun Bey, yazı yazamayınca, dersi iptal eder. Biz de aşağıda biraz eğleniriz."
Ooo, dedik, dersin iptal edileceği düşüncesi bile, şakanın sonucunu düşünmekten alıkoydu. Tahta olabildiğince sabunlandı ve öğretmen beklenmeye başladı.
Coşkun Bey, tüm ciddiyetiyle içeri girdi. Günaydın çocuklar dedi, içten bir "sağol" mesajından sonra bizleri oturttu. Dersi anlatmaya başladı. E fizik dersi bu, tahta kullanmadan olur mu? Eline tebeşiri aldı, tahtaya sürttü diyemeyeceğim bile; sürtünme yok gibiydi, tebeşir kayıp gitti. Tebeşir hatalı diye düşündü herhalde, ikiye böldü, bir daha denedi. Sonuç elbette ki aynıydı. Başka bir tebeşirle denedi ve durumu anladı. Bu arada biz kıkırdamakla meşgulüz. Başka bir hoca olsa, kahkahaları bırakacağız ama...
Hemen başkanı çağırdı, git birkaç bez al, ıslatın ve tahtayı temizleyin dedi. Çocuklar fırladılar getirmeye. Islak bezlerle tahta siliniyor ama, zaman da geçiyor. Biz seviniyoruz ders kaynadı diye. Dile kolay, 2 ders peşpeşe. Öğretmen yine yazmayı denedi temizlenen kısımda ama, baktı olmayacak, "Sizi disipline vereceğim; kalkın, alt kattaki konferans salonuna gidiyoruz" dedi. Aman dedik, biliyoruz, o mevsimde Samsun serin olur. Değil okulda, ülkede doğru dürüst yakıt yok o yıllarda, aşağısı buz gibi soğuk. Çaresiz kabanları alıp aşağı indik. Titreye titreye derse devam ettik. Öğretmen disipline vermedi ama, sanırım cezayı kendi de yeterli buldu.
Cezaya rağmen unutamadığım, düşündükçe gülümsediğim, harika bir şakaydı. |
Tuğrul GÜRSOY |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !
|
|
|
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com.
This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers
but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good
reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the
Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse
to include even this then support on our forums may be affected.
The phpBB Group : 2002
// -->
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
|