Anasayfa | Fotograf Albümü |Forumumuz |Downloads | Hesabınız | Ziyaretçi Defteri|İletişim| Radyo

Oymalitepe.Net :: Başlığı Görüntüle - BU ÜLKE NERESİ?
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için login olunÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için login olun   GirişGiriş 

BU ÜLKE NERESİ?
Sayfa 1, 2  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Bunları Biliyor muydunuz ? Bunları Biliyor muydunuz ?
Önceki Başlık :: Sonraki Başlık  
Yazar Mesaj

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 07 Ekim 2009, Çarşamba 10:44:19    Mesaj Konusu: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

BU ÜLKE NERESİ ?

*Bu ülkede ezan okunurken mutlaka durup dinlersiniz.Zira hiçbir minarede sonuna kadar açılmış , yarısıda patlak hoparlörler yoktur.Müezzin şerefeye kadar zahmet edip çıkar ve oradan okur.Ve gerçekten çok güzel okur, herkes de dinler.

*Caminin 5-10 metre ilerisinde ki bir kafede yada barda istediğiniz alkollü içkiyi içebilirsiniz. Kimse, "Olmaz ! burası camiye 100 metreden yakın, ruhsat verilmez falan demez.

*Kadınlar yasalar önünde gerçekten birinci sınıf vatandaştır.Mirasta kız çocukları daha önde tutulur.Kadın istemediği sürece boşanmak çok zordur. En çarpıcı fark ta şudur; Bir kadına arabınızla çarpıp yaralarsanız alacağınız ceza ,erkeği yaraladığınız zaman alacağınız cezadan yaklaşık %50 daha fazladır.

*Çöldeki bedevi bile ana dili gibi Fransızca konuşur.

*Evet, dediğiniz gibi , çölde LandRover'la safariye götüren şoför, dümdüz ve kaymak gibi bir asfalt yolda günlerce , saatte 60 km. hızın üstüne çıkmayarak bu iletiyi göndereni deli etmiş.

*Ne tarihi dokuları , ne de cennet gibi bir doğaları var . Aslında ,yılan, akrep ve çölden başka hiçbir şeyleri yok.Ama Şubatta da Mayıs ayında da her taraf turist kaynıyor. çok daha fazla.

*Etrafta bir tane bile maganda göremezsiniz.

*Zeytin ağacı ve zeytin üretimi neredeyse bizim kadardır.Ülke büyüklüğü bizimkinin BEŞTE BİRİ. Nüfusta yaklaşık SEKİZDE BİRİ !!!

BU ÜLKEYİ TANIYOR MUSUNUZ ?

Biraz daha ipucu mu istediniz? Buyurun o zaman:

1- Halkı % 100 müslüman.

2- Cumhurbaşkanını halk, başbakanı parlemento seçiyor.

3- Nüfusu 9 milyon. Ülkede 35 üniversite, 80 kolej var. Her branşta eğitim veriyorlar. İlkokul birinci sınıftan, master veya doktoraya kadar tüm eğitim ücretsiz.

4- Aile planlaması yasası, 1956 yılında hazırlanmış.

5- Bu yasa gereğince her aile 3 ten fazla çocuk yapamıyor.

6- Resmi nikah, tek geçerli aile sistemi. İmam nikahlı ikinci eş yasalarla yasaklanmış.

7- Ülke, çevre değerlerini yasalarla kabul ettiğinden her yer tertemiz. Çünkü çevreyi kirletenler hapis cezası ile cezalandırılıyor.

8- Ülkede fakir yok.

9- 800 gr ekmeğin fiyatı 30 kuruş.

10-Bir kg dana bifteği 13 TL.

11-Bu ziraat ülkesinin ihracat malları zeytinyağı,tahıllar,portakal, limon, ton balığı.

12-İthalat çok yüksek vergilere tabi.

13-Türban resmi daireler ve eğitim kurumlarında yasak ancak sosyal yaşamda serbest.

14-Her vatandaş, devletin tüm kurumlarına ve çalışanlarına büyük saygı duyuyor..

15-Turisti mutlu etmek için, golf sahaları, buz pateni salonları, turistik otelleri ve casino'ları mevcut.

16-Yılda bir kez ağaç festivali düzenleniyor. Her vatandaş bu festival sırasında bir ağaç dikiyor.

17-Yılda bir kez dağa tırmanma festivali düzenleniyor. Hemen hemen her ülkeden bu ülkedeki boynuz dağına tırmanmak için turistler akın ediyor.

18-Ülkede 60 milyon zeytin, 3.5 milyon portakal ve 800 bin adet limon ağacı var.

19-Kadınlar, yüksek tahsilli ve işgücünde yerlerini almışlar.

20-Din ve devlet işleri tamamen birbirinden ayrı. Tam bir laiklik abidesi.

21-Başkentin ana caddesinde kocaman posterde, bir kadın polisin 3 çocuklu bir hanımı trafikte yönlendirilişi gözüküyor.

22-Bu posterin altında şöyle yazıyor.''Ülkemizdeki işkadınları, sokak düzenimizi sağlamakta baş etkendir.

23-Her öğrencinin birinci lisanı arapça, ikinci mecburi lisanı fransızca dır. Bunun haricinde isteyenlere 5 yıl ingilizce eğitimi veriliyor.

24-Ülkenin dış borç gibi bir derdi yok.

25-Her taraf çiçek çimen ve ağaçlarla süslenmiş.Bunları koparan, yolan, sertifikasız ağaç budayan herkese hapis cezası veriliyor.

26-Yan sokaktan gelen araba olmadığından emin olan taksi şoförleri bile STOP yazılı levhada mutlaka duruyorlar.

27-Sokaklarda gezen bir tek başıboş kedi veya köpek yok

28-Bir şoförün aylığı 400 dolar.Bunun dörtte birini kiraya veriyor. Ayrıca en az % 12 si vergi ve sigortaya gidiyor eşi de çalışıyor.

29-Buranın insanları ülkeleriyle gurur duyduklarını söylüyorlar.

30-Toplu taşıma tramvay, tren, dolmuş, otobüs, taksi ve feribotlarla yapılıyor.

31-Emeklilik yaşı 60 olarak belirlenmiş. Her vatandaş vergisini vermekle gurur duyuyor.

32-60 bin kişilik üstü kapalı futbol stadyumları var.

33-Devlette hortumculuk varsa bile, şimdiye kadar hiç duyulmamış ve görülmemiş.

34-İthalattan çok yerli üretime önem veriliyor.

35-Kentlerdeki duvarlarda sanatçıların yaptığı, bizde bazı çevrelerin ''müstehcen'' bulma ihtimali olan kadın resimleri yer alıyor.

36-Art deko tarzı süslü mimariyi yansıtan eski binalar çok iyi korunmuş durumda.

37-Siyasette 4 parti var.Bu yıl yapılacak başkanlık seçimine 2 aday katılacak. Hükümette 24 bakan var.

38-Hafta sonu cumartesi ve pazar günleri olarak kabul edilmiş.

39-Bizim paramız dış ülkelerde geçerli olmadıkça kendimizi yeterince kalkınmış hissetmeyiz diyorlar.

40-Halk sürekli çalışıyor ve üretiyor. Lüks ve ihtiras peşinde olan yok. Kazanç ''eşitlikçi'' bir biçimde paylaşılıyor. Bu apaçık belli oluyor.

Cevaplarınızı bekliyoruz, bu ülke neresi?

(Not: İletilerimden alıntıdır)

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

FAYDIN

Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye



Kayıt: Feb 17, 2008
Mesajlar: 489
Nereden: UŞAK



MesajTarih: 07 Ekim 2009, Çarşamba 15:49:49    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Halkının tamamının müslüman olması, çölde safari ve herkesin Fransızcayı anadili gibi konuşuyor olması bana bu ülkenin TUNUS olabileceğini düşündürttü.

Eğer tahminim doğruysa, bu ülke hakkında bilmediğim ve okuyunca "vayy bee" dediğim pek çok şeyi öğrenmeme vesile olduğunuz, pek çok konuda örnek olmamız gerekirken örnek almamız gereken ülkelerden birini bize kısa ve özce tanıttığınız için teşekkürler Tuğrul Bey kırmızı gül , emeğinize sağlık...

kırmızı gül kırmızı gül kırmızı gül

Bir "DİLRUBA"ya düştü gönül müptelası çok, Aşkın sefası yok değil ama cefası çok... 
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

-koçero-

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Feb 18, 2008
Mesajlar: 60
Nereden: trabzon



MesajTarih: 08 Ekim 2009, Perşembe 08:45:00    Mesaj Konusu: Re: Alıntıyla Cevap Ver

Dogal güzellik.. kadın hakları... ekonomisi..sosyal ilişkilerdeki dayanışma ve paylaşılma anlayışı... %100 müslüman gibi oluşu.. Devlette hortumculuk varsa bile şimdiye kadar hiç duyulmamış ve görülmemiş olması..Ülkenin dış borç gibi bir derdinin olmamayışı... Din ve devlet işleri tamamen birbirinden ayrı ve tam bir laiklik abidesi oluşu... İthalat çok yüksek vergilere tabi oluşu...Ülkede fakirin olmamayışı... Etrafta bir tane bile maganda olmaması gibi ipuçları Türkiye'yi tarif ediyor... ancak olmasını hayal ettiğim Türkiye'yi..

NoT: Nüfus ve yüzölçümüne itirazım var... genişletelim Tuğrul Bey.. Misaki Milli sınırlarına getirelim lütfen ..

"Kral da dilenci de aynı iştahla acıkır"
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 08 Ekim 2009, Perşembe 10:12:52    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

Tebrikler FAYDIN, tahmininizde çok isabetlisiniz. Yanıt TUNUS'tu. Bence de eğer illa da bir model aranacaksa, hem bizim hem de diğer geri kalmış İslam ülkeleri için, harika bir örnek teşkil ediyor. Galiba, yüzümüzü doğuya çevirdiğimizden, kendimizi en gelişmişi sanıyoruz. Ya arkamızı dönüp, güneybatıyı da gözden geçirmeliyiz, ya da araçlarda olduğu gibi dikiz aynası kullanmalıyız.

Size katılmamak elde değil Koçero, galiba müessir medeniyetler seviyesine bizden çok daha yakın olan TUNUS; bu durumda bizim hayalimizdeki Türkiye'ye de.

Yorumlarınız için çok teşekkürler. kırmızı gül

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

_Nesil_

Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye



Kayıt: Sep 09, 2009
Mesajlar: 321




MesajTarih: 08 Ekim 2009, Perşembe 17:01:07    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Her ülkenin, özellikle de bizim sahip olamadıklarımız bazı özelliklere sahip olan Tunus'u anlatan yukarıdaki maddeleri okuyunca, hayret etmek ve gıpta ile bakmamak elde değil.

Okuduklarım bende, bazılarının, lükse düşkün, Avrupalı gibi yaşayan, ahlaki yönden zayıf dediği, tarihi boyunca Roma, Bizans, Arap ve Osmanlı egemenliği altında yaşayan, 1956 yılında Fransız sömürgeleri arasına girip 78 yıl Fransız idâresinde kalan, bağımsızlığını kazandıktan sonra ülke vatandaşlarının, yerli diktatörlerin uyguladığı baskı politikaları ile agir zulümlerine maruz kaldığı ve halen daha bu baskıların izlerini taşıyan bir ülke olan Tunus'u inceleme merakı uyandırdı.

Yukarıdaki maddelerde Tunus dört dörtlük, yaşanılası, örnek alınası bir ülke gibi duruyor. Acaba gerçekten böyle mi? Bunu ancak ülkeyi bizzat gören biri daha iyi yorumlar sanırım. Tv'de Tunus'un tanıtıldığı bir program izlemiştim ve açıkçası ülke insanlarının manzarası, yaşayış şekli imrenilecek gibi görünmüyordu. Olumlu bir çok yanı var, genellikle övülen, beğenilen bir ülke ama; yine de ülkemizle kıyasladığımızda çok şey eksik gibi.

Aşağıya, Tunus'u gezip gören birinin,
Dr. Said Dağdaş'ın internette okuduğum gezi notlarından bazı alıntılar ekledim. (Yazının devamı için TIKLA)

...
Tunus’da hayatımda duyduğum en kötü okunuşlu ezanları dinlediğimi söylediğimde abarttığımı düşünmeyiniz. Tunus ezanlarını dinlerken, ezanda aradığım zevki bulamadım doğrusu...
Ayrıca, Türkiye’de camilerimiz daha fazla. Namaz vakitlerinde öyle ezan sesi yoğunluğu artacak diye boşuna beklemeyin. Çok nadir duyuyorsunuz ezanları Tunus’da. Nerde İstanbul, ya da Ankara-Maltepe Camisinin, Kocatepe’nin ezanları, nerde Tunus’da duyduğum sönük, donuk, nakaratsız, heyecansız ezanlar? İnançsızlığın en karanlık gecesini bazen güzel bir ezan sesinin dağıtması mümkündür (Kemal Ural’a atfen ÖZKAN, 2004, s. 18). İstanbul’un kıymetini biliniz.
Tunus'ta ezanlar, nakaratsız, özensiz, hazırlıksız bir ses tonuyla ilan-ı Allahu ekber!
....
Beyaz nasıl yozlaşıyor biraz anlatayım. Tunus her ne kadar beyaz rengin hakim olduğu bir şehir dediysem de o kadar da değil. Polisler ve askerler hâlâ, benim hayal meyal hatırladığım 1960’lı yılların Türkiye’sinde olduğu gibi klâsik şapkaları ile göze çarpıyor.
Şimdiye kadar Türkiye dahil hiçbir ülkede görmediğim miktarda, km2’ye düşen asker ve polis sayısının daha fazla olduğu bir başka ülke hatırlamıyorum! Bir de şapkaları yok mu... Her köşede, her yol başında, her istasyon girişinde, “baba taşı5” gibi yol boyunca sizi durduran bir sürü polis. Polisi gör, kaç km yol aldığını tahmin et... O nedenle bu bölüme adını koymak zor olmadı. “Şapkalı polis devleti!”.
İyi de, neden? Bu kadar polisi gören bir misafir ne der? Ben diyeceğimi geri alamıyorum. Baskı ve sindirme varsa bir memlekette, bunun en açık, en bariz yansıması dışarıda, günlük hayatta haddinden fazla istihdam edilen polis ve askerlerdir.
Tunus’lular susturulmuş bir kalabalık gibi sanki...
...
Din-i İslâm’ı bu kadar sarsıntıya, yıkıntıya rağmen daha güzel yaşadıklarını gördüğüm Türkiye’yi, insanımızı özledim. Biz Türk milleti bir başkayız efendim. Osmanlı bakiyesinin göbeğinde oturmak boşuna değil. Tohum bizde. Çimleneceği toprak da bizde...
...
Dağ köylerinin hayatla mücadeleleri çok zorlu. Baktım ki boyunduruğa bağlı önde bir at (Köroğlu), bir de yanda “ayvaz”-eşek. Arkalarında pulluk da değil, karasabanla tarla süren, ekim yapan, başında poşusuyla Muhammed!

Bir o değil, geniş yamaçlarda tarlalarını süren Muhammedlerin hepsi karasabanlı. Bunu hazmedemiyorum. Hani traktörün girmesine değmeyecek küçücük bir bahçe olsa neyse diyeceğim. Ama tarlalarda ekim yapan, 1341’li (1925’li) rahmetli anamdan dinlediğim dedemin, babamın ve çiftçi arkadaşlarının ekim yaptığı günleri hatırlatan tarzda çalışan insanlar. Hatta gençler. Tunus’un hem de en batısında, Tunus’un görebildiğim en hantal, en geri kalmış yüzü sırıtıyor. Tunus’un yarısını oluşturan güneydeki çölü, çöl hayatını görmedim. Uçurumun bu kadar hasını ilk kez görüyorum.
Orman varlığının en yüksek seviyede olduğu bu “bol yağışlı çöl”de çocukluğumun Türkiye’sinde bile anamın, babamın kullanmadığı karasabanı hâlâ kullanan Muhammed! Sana üzülüyorum. Seni o koşullarda bırakan zihniyeti de sorguluyorum..
....


* * *

Amacım Tunus'u yermek değil, sadece ülkenin farklı özelliklerinin görülmesi.
Yıllarca sömürge kalmış böyle bir ülke için yukarıdaki imrenilecek özellikler sıralanabiliyor ise bu ülke gerçekten övgüyü hak ediyor demektir. alkış
Tüm bunlardan ülkemizin ne kadar eksik olduğunu daha iyi anlıyoruz. Oysa bizim ülkemiz çok daha ileri olmalıydı...

Şimdi de ben size, Ekonomi, siyaset...vs bir yana, günlük yaşama dair bazı özellikleriyle tahmin edeceğiniz bir ülke sorayım.


1) Bu ülkede araçlar yaya geçitlerinde park yapabiliyor.
2) Bu ülkede insanlar spor zaferlerini silahlarla kutluyor.
3) Bu ülkede trafik kazası geçiren kişiye ilk yardım uygulaması sille tokat yapılıyor.
4) Bu ülkede trafik kazası geçiren kişi Milletvekili yada sanatçı olursa insani hertürlü yardım yapılıyor.
5) Bu ülkede evinin balkonu yada penceresinde oturan kişi maganda kuşunu ile ölebiliyor.
6) Bu ülkede büyük depremler yaşandığı halde insanlar hala duvarı,kolonu çatlamış evlerde oturmak zorunda bırakılıyor.
7) Bu ülkede büyük deprem beklentisi var ama; Hiçkimse birşeyler yapmıyor.
8) Bu ülkede herkes birbirine kazık atmaya çalışıyor ama; Bu ülke hala ayakta duruyor.
9) Bu ülke Milliyetçi bir ülke fakat;İnsanlar birbirine nefretle bakıyor.
10) Bu ülkede halk tepkilerini sadece futbol karşılaşmalarında gösteriyor.
11) Bu ülkede mağazalar %50 indirimli satış yapabiliyor (demekki iyi kazık yiyoruz)
12) Bu ülkede kişi başına düşen Milli dizi ve yarışmalar yüksek oranda artıyor.
13) Bu ülkede meşhur olmak çocuk oyuncağıdır..
14) Bu ülkede ana haber bültenleri toplumun ruh ve fizik sağlığını hiçe sayıyor.
....
15) Bu ülkede insanlar pek okumadıkları için, bildiğini okuyor.....


Bilin bakalım, BU ÜLKE NERESİ?


* * *

Paylaşım için teşekkürler gursoyt

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

_Nesil_

Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye



Kayıt: Sep 09, 2009
Mesajlar: 321




MesajTarih: 08 Ekim 2009, Perşembe 18:11:54    Mesaj Konusu: Alıntıyla Cevap Ver

_Nesil_ demiş ki:
...1956 yılında Fransız sömürgeleri arasına girip 78 yıl Fransız idâresinde kalan...

Düzeltme: 1956, Tunus'un Bağımsızlığını Fransa'dan geri aldığı tarihtir.

Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 08 Ekim 2009, Perşembe 18:18:35    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

Dr. Said Dağdaş'ın gezi rehberinden alıntılar gerçekten de çok değerli. Fakat, bir kısmı asıl yazıdaki eleştirileri doğrular nitelikte değil mi? Örneğin camilerden patlak hoparlörlerle, sonuna kadar açık seslerle, kulaktan nasibi olmayan seslerin ezan okuduğu camiler yokmuş. Mesela ülkemi kötülemek istemiyorum ama, büyük şehirlerin hemen dışarısında, kış şartlarında ulaşılmayan köy oranı dudakları uçuklatabilir. Çoğunda su ve elektrik sorunludur.

Yorumunuzda bildirdiğiniz bir çok probleme rağmen, biz hala o ülkeye gıptayla bakabiliyorsak, ne kadar da vahim bir durumdayız, içim parçalanıyor.

Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın Doğan 8 Ekim 2009 tarihli köşe yazısında demiş ki:
İNSANİ ENDEKS

Örneğin, insani gelişme endeksinde Türkiye 101 ülke arasında 79. Çok gerilerde. O endekste çarpıcı pek çok gösterge arasında, beni çok sarsan bir oran var.

İyileştirilmiş su kaynaklarına erişemeyen insanların oranında Türkiye en kötü üç ülkeden biri. Türkiye’de insanlar daha düzgün suya kavuşmuş değil, içme ve kullanma suyu olarak.

Hangi dünyanın hangi 17. büyük ekonomisi? Hangi kişi başına 13 bin dolar? Yoksulluk endeksinde 130 ülke arasında kırkıncı sırada yer alırken.
Makalenin Devamı

Ha bu arada, pek de güzel niteliklerin sıralanmadığı liste maalesef TÜRKİYE'yi tanımlamıyor mu? Burada hortumcular filan yok, epeyce eksik liste. Katkınız için çok teşekkürler _Nesil_. kırmızı gül

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

RaMLe

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Feb 17, 2008
Mesajlar: 948
Nereden: Almanya



MesajTarih: 09 Ekim 2009, Cuma 09:43:30    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

Eger bu yazidaki her sey dogruysa harika bir ülke demekten baska diyecek söz bulamiyorum benimde hayalimdeki Türkiye demekten baska tesekkürler Tugrul bey paylasiminiza.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

LaZKoPaT

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Feb 25, 2008
Mesajlar: 135
Nereden: Den Haag, NL



MesajTarih: 10 Ekim 2009, Cumartesi 13:00:04    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

Cok ilginc... ilk metinde bile (ana konuda), ovulmeye calisilirken, aslinda somurge altinda kalmis bir ulkenin nasil dejenere olmaktan kurtulamadigini anliyor insan.
ornek vermak gerekirse; basortusu yasagi oradada var (halki %100 musluman olmasina ragmen) ve aslinda muslumanlarin tepki vermesi gereken bazi seylere tepki vermiyorlar artik.
Yanlis anlamayin demokrasiye ve laiklige karsi degilim.Yalniz bu demokrasi denen meredin, musluman ulkelere uyabilecek bir sekli yokmu.Nicin baskalarinin modellerini aynen devralmak zorunda bu musluman ulkeler.Bu 120 kiloluk bir adamin elbisesini uzerine uydurmaya calisan bir cuceye benzemiyormu sizce.
Bulundugum cevre dolayisiyla az cok, butun bu ulkelerin insanlariyla tanistim.Ve inanin turk insani kadar guzelini ve samimisini bulamadim.Evet ulkemizde cok sey ters gidiyor, ve hatta nerdeyse hersey cok ters gidiyor... Ama bizim, cok guzel bir potansiyelimiz var, INSANIMIZ.Cok sukur, simdiye kadar kimse boyunduruk altina alip, istedigi sekilde yoguramadi ve insallah, butun ugraslarina ragmen bundan sonrada yapamayacaklar.Digerlerinin herseyi bitince, bizim insanligimiz elimizde sermaye olarak duruyor olacak.
Tesekkurler.

Yardim almaya alisanlar, emir almayada alisir.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 10 Ekim 2009, Cumartesi 13:46:48    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

LaZKoPaT demiş ki:
Cok ilginc... ilk metinde bile (ana konuda), ovulmeye calisilirken, aslinda somurge altinda kalmis bir ulkenin nasil dejenere olmaktan kurtulamadigini anliyor insan.
ornek vermak gerekirse; basortusu yasagi oradada var (halki %100 musluman olmasina ragmen) ve aslinda muslumanlarin tepki vermesi gereken bazi seylere tepki vermiyorlar artik.
Yanlis anlamayin demokrasiye ve laiklige karsi degilim.Yalniz bu demokrasi denen meredin, musluman ulkelere uyabilecek bir sekli yokmu.Nicin baskalarinin modellerini aynen devralmak zorunda bu musluman ulkeler.Bu 120 kiloluk bir adamin elbisesini uzerine uydurmaya calisan bir cuceye benzemiyormu sizce.
Bulundugum cevre dolayisiyla az cok, butun bu ulkelerin insanlariyla tanistim.Ve inanin turk insani kadar guzelini ve samimisini bulamadim.Evet ulkemizde cok sey ters gidiyor, ve hatta nerdeyse hersey cok ters gidiyor... Ama bizim, cok guzel bir potansiyelimiz var, INSANIMIZ.Cok sukur, simdiye kadar kimse boyunduruk altina alip, istedigi sekilde yoguramadi ve insallah, butun ugraslarina ragmen bundan sonrada yapamayacaklar.Digerlerinin herseyi bitince, bizim insanligimiz elimizde sermaye olarak duruyor olacak.
Tesekkurler.


Ben, kendi ülkemle karşılaştırıldığında, bana güzel gelen yönleri konuya taşıdım. Elbette ki bu subjektif bir kavram, bana iyi gelen size iyi gelmeyebilir ki zaten karşıt tezlerinizi belirtmişsiniz. Müsaadenizle, yorumunuzdaki "sömürge artığı" tarzı bir tanımlamaya karşı çıkmak istiyorum. Yine sevgili ülkemizle, yukarıda bahsi geçen ülkeyi karşılaştırdığımızda, hemen hemen tüm cevher, liman, banka ve hatta telekom gibi hayati ve milli olması gereken değerlerin, aynen kapitilasyonlar zamanındaki gibi, yabancı ve gayri milli şirketlerin elinde olduğu düşünülürse, acaba hangi ülke sömürge olmaya daha yakın? Acaba ABD ve NATO'dan izin almadan hangi askeri ve stratejik kararı alabiliyoruz? Kendi milli yazılımımızı, ürettiğimiz uçaklarımıza neden koyamıyoruz da, meczup bir ABD pilotu bize saldırsa bile, bizim uçaklarımız herhangi bir ABD uçağına ateş açamıyor? Bunlara katılan bir de AB var biliyorsunuz, kendi topraklarımızdaki operasyonlar için bile, acaba onay almamız gerekmiyor mu? Kıbrıs, Ermenistan sınır kapısı, kuzey Irak, demokratikleşme gibi konularda, acaba alınmaya çalışılan kararların ne kadarı kendi insiyatifimizle oluyor?

Gelelim başörtü konusuna, dini inançları gereğince başörtüsü takılmasına kimsenin bir itirazı olamaz. Ama bu kişiler, herkese eşit mesafede olmalıdırlar. Saçının bir telinin bile görülmesinin günah olduğuna inanan bir kişi, acaba meslek icabı, bir erkeğe dokunabilir mi? Peki böyle birisinin, kamu hizmetinde çalışması ne derece doğrudur? Kamuda doktor ya da hemşire olamayacaktır. Öğretmen olarak nasıl çalışacaktır? Büluğ çağına erişen erkek öğrencilere davranışı nasıl olacaktır? Kamu görevi, erkek olsun dişi olsun, herkese eşit mesafede durmayı gerektirir diye düşünüyorum. Her ne olursa olsun, anayasa ve kanunlar bu ilişkileri sınırlarlar. Eğer müsaade edilmesi gerekiyorsa, bu kanunları değişmesi gerekmektedir. Madem ki demokratik bir ülkedeyiz, madem ki oy çokluğu mevcut, acaba neden değiştirilemiyor? Hani siyasi ve toplum iradesi? Anayasa ve kanunlara rağmen ben takarım veya takılması gerekiyor diyen herkes, kanun dışılığı destekliyor demektir ki, kanunlar bir yerden yırtıldılar mı, bir daha düzenin sağlanması da mümkün olmayacaktır.

İnsanlığımızın dünyada eşi benzeri olmadığına dair söylediğiniz cümleye, acaba forumda yüzde kaçımız katılıyor? Eğer öyleyse, ülkemizdeki sürekli artan suç oranlarında failler turistlerden olmalı, ülkeyi ve bürokrasiyi yabancılar yönetiyor olmalı ki, yolsuzluk ve ahlaksızlıklarda, dünyada Somali tarzı iki ülkeden sonra, üçüncü sıradayız.

Allah sonumuzu hayır etsin.

Saygılarımla.

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

LaZKoPaT

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Feb 25, 2008
Mesajlar: 135
Nereden: Den Haag, NL



MesajTarih: 14 Ekim 2009, Çarşamba 17:39:17    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

Aslinda birkac ayrinti haric ana hatlarda hemfikiriz gursoyst.
Evet, somurge altinda kalmis ulkelerin, bizimle kiyaslaninca fazladan yabanci dil konustuklarini goruyoruz.Cok mu istedikleri icin acaba yoksa mecbur birakildiklari icinmi.Ki bence osmanlinin yaptigi en buyuk yanlis bence hukmettigi halklara dilini ogretmemis olmasidir, yoksa simdi ingilizce, almanca veya fransizca yerine turkce konusuluyor olurdu tum dunyada.
Bazi tespitleri yasadigim cevreden dolayi tecrubelerime dayanarak yazdim.
Hollandanin Den Haag kentinde yasiyorum.Yeryuzunde varolupta burda olmayan irk yok gibi.
Ayrica Hollanda haritada arayinca bile ha diyince bulunamayacak kadar kucukken bircok ulkeyi somurgesi altina almis, ve bunlarin icinde dunyanin en buyuk musluman ulkesi olan Endonezyada var.Batililarin normlari gecerliyse eger, evet birseyler verilmis gibi goruluyor modernlesme acisindan.Ama gercek bumu acaba.Kulturel,milli ve inanc baglaminda neler alinmis acaba bu topluluklardan.
Basortusu konusuna gelirsek; bende bu konudaki dusuncelerinizi, musaadenizle kabul etmiyorum.Din ozgurlugu demek, kisinin dinini kendi istedigi sekilde yasamasi demektir.Tabiiki baskalarina zarar vermeden ve haklarini kisitlamadan.Bu yuzden birakalimda basini baglayan insanlar, kiminle isterse tokalassin istedigine dokunsun, yada tam tersi...yani insan allahla kendi arasindaki dinini nasil yasayacagina kendisi karar versin.
Gelelim asil hemfikir oldugumuz konuya; buyuk bir oy ustunluguyle basa secilenler, oylarini aldiklari insanlarin bekledikleri gibi, kolaylikla degistirebilecekleri bazi seylerle nedense pek alakali gorunmuyorlar. 'Degismisler' ya kendi tabirleri gibi.
Evet, ulkemizde bircok sey olmasi gerektigi gibi degil, hatta hemen hemen hic birsey degil.Ama tarihtede bircok ornegi yasandigi sekilde testi dolunca, yapacak baska birsey kalmayinca, bu milletin neler yapabilecegine hala inancim sonsuz. Yani, MUHTAC OLDUGUMUZ KUDRET HALA DAMARLARIMIZDAKI ASIL KANDA DOLASIYOR.

Yardim almaya alisanlar, emir almayada alisir.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 16 Ekim 2009, Cuma 09:55:57    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

LaZKoPaT demiş ki:

...
Basortusu konusuna gelirsek; bende bu konudaki dusuncelerinizi, musaadenizle kabul etmiyorum.Din ozgurlugu demek, kisinin dinini kendi istedigi sekilde yasamasi demektir.Tabiiki baskalarina zarar vermeden ve haklarini kisitlamadan.Bu yuzden birakalimda basini baglayan insanlar, kiminle isterse tokalassin istedigine dokunsun, yada tam tersi...yani insan allahla kendi arasindaki dinini nasil yasayacagina kendisi karar versin.
Gelelim asil hemfikir oldugumuz konuya; buyuk bir oy ustunluguyle basa secilenler, oylarini aldiklari insanlarin bekledikleri gibi, kolaylikla degistirebilecekleri bazi seylerle nedense pek alakali gorunmuyorlar. 'Degismisler' ya kendi tabirleri gibi
...

Benim eleştirdiğim konu başörtüsü veya dini inanışların yaşanması değildi. Kastettiğim, kişinin inanışlarının başkalarına direk olarak olmasa bile, dolaylı yoldan zarar vermesi olasılığıydı. Yoğun bakıma alınan bir erkek hasta düşünün, müdahale edecek doktor ya da hemşire bayan mesela. Şimdi o bayanın dini inanışı nedeniyle, erkeğe dokunamadığndan ölmeli midir? Kamu görevi konusunda, ısrarcı olmamın nedeni budur.

Haklı olarak diyebilirsiniz ki, bu dediğim minik bir olasılıktır. Emniyet kemeri de bir kaza olasılığına karşı takılmaktadır, yoksa çarpışan arabalar gibi, kemeri takan her gün kaza yapmamaktadır.

Birçok konuda hemfikir olduğumuza sevindim. Sömürge konusuna gelince, emperyalizmin, her türüne, günümüzde yaşanan dolaylı, borsa argümanlı olanları da dahil olmak üzere karşıyım. Ayrıca, kültür emperyalizminin de etkisinde olduğumuz, bizi yönetenlerin sergilediği oyunlar aracılığıyla da izlenebilmektedir.

Konuya yaptığınız, yararlı, düşündürücü katkılarınız için çok çok teşekkürler LaZKoPaT. kırmızı gül

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

Reffazum

Bağımlı Üye
Bağımlı Üye



Kayıt: Feb 20, 2008
Mesajlar: 173
Nereden: ÇERKEZKÖY



MesajTarih: 16 Ekim 2009, Cuma 16:32:48    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

Peki bu ülke neresi?

Konu ile bağlantılı olduğu için aşağıdaki ülkeyi tahmin etmenizi rica edeceğim.Sonra da hem yukarıda adı geçen Tunus için,bu ülke için,ülkemiz için ve Osmanlı için yorumu mu yapacağım.

........................................

Bu ülkede türbe, yatır yok. Çünkü yasak.

Bunlar olmayınca doğal olarak ziyaretler de söz konusu değil.

Yıl içinde özellikle de ramazan aylarında sözde yatırlara kısmeti açılsın diye genç kızlar, sağlığı için dua edenler, dallara ağaçlara çaput bağlamazlar, mum dikmezler.

Bu ülkede bu tip ilkel görüntüler yaşanmaz.

Böyle davranışlar gericilik, putperestlik olarak kabul edilir.

Peygamberimize ait olduğu söylenen Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif, Dendan-ı Şerif gibi ziyaretler de yoktur.

Böyle davranışlar da gericilik sayılır.

İmam, müezzin gibi din görevlileri devlet memuru statüsünde değildir, devlet bütçesinden bu kişilere maaş ödenmez.

Allah için yapılan görevin karşılığında para almak ayıp sayılır ve yasaktır.

Bu ülkede biri çıkıp da medyum olduğunu iddia ederse büyük cezaya çarptırılır.

Tarikatçılık ve tarikatlar yoktur.

Şeyhler, müritler de...

Bunların kurduğu cemaatler de yoktur.

***

Devam edelim:

Kız imam hatip lisesi diye bir öğretim kurumu açılamaz.

Çünkü İslamiyet'te kadından imam olmaz.

Nazar boncuğu, okunmuş su, nazara karşı geyik boynuzu, yani büyü kesinlikle yasaktır.

Bunun cezası çok ağırdır. Bu suçu işleyenlere yıllarca hapis cezası verilir.

Aynı cezalar üfürükçülük yapanlara da uygulanır.

Cami gibi ibadet yerlerinin altına, market, dükkán yapılamaz.

Bu, din ticareti olarak kabul edilir ve buna kesinlikle izin verilmez.



..............
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder

RaMLe

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Feb 17, 2008
Mesajlar: 948
Nereden: Almanya



MesajTarih: 16 Ekim 2009, Cuma 17:14:28    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

Suudi Arabistan ...
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder

gursoyt

Altın Üye
Altın Üye



Kayıt: Oct 29, 2008
Mesajlar: 823
Nereden: Ankara



MesajTarih: 17 Ekim 2009, Cumartesi 10:40:57    Mesaj Konusu: Re: BU ÜLKE NERESİ? Alıntıyla Cevap Ver

Öncelikle sorunuz için çok teşekkürler Reffazum. Ben de RaMLe'nin tahminine katılıyorum, Saudi Arabistan diyorum. Genellikle Vahabi mezhebine mensup bu ülkedeki uygulamaların çoğu, aslına bakılırsa, olması gerekene çok daha yakın. Kendi yorumumu aşağıda bulacaksınız:

Cahiliye dönemi tabir edilen dönemde de, Araplar Allah'a (C.C.) inanıyorlardı. Ne var ki, insan eliyle yapılan putları, Allah'a yakınlaşmanın bir aracı olarak görüyor ve tapınıyorlardı. Dolayısıyla şirk denilen, en büyük günahı işliyorlardı. Bu durumda, Allah'a yakınlaşma amacıyla da olsa, araya herhangi bir cisim, şahıs veya başka bir ruhani varlığı koymak, bir şekilde şirke bulaşmak olacaktır. Duaların ve ibadetin, Fatiha suresinde de belirtildiği gibi, yalnız ve yalnız Allah'a yapılması, bir şey dilenecekse, yine O'ndan, dilenmesi gerekmektedir.

Hristiyanlıkta, yaygınlaşan azizler, rahipler maalesef, cahiliye dönemindeki putların yerini almış ve Allah'a yakınlaşma aracı edilmişlerdir. Allah'tan isteyeceklerine, günahların affı için rahiplere günah çıkartmaya (ki bu bir tek Allah'ın yapabileceği birşeydir), dilekler için azizlere dualar etmeye başlamışlardır. M.S. 325 yılında, İznik'te toplanan konsülde de, teslis (baba- oğul kutsal ruh) inancı hristiyanlığa entegre edilmiş, Hz. İsa ve Hz. Meryem'e ilahlıktan paye çıkartılmış, bu inancı reddeden çok az sayıda Hristiyan ve mezhep dışında, çoğunluğu şirke batmışlardır. Son zamanlarda, şeyhler, yatırlar, Hz. Muhammed'den (S.A.V.) yadigarlar bizde de azizlerin ve fresklerin yerlerini almış gibi görünmektedir. Üniversite sınavına girecek gençler, evlenmek isteyenle, ev edinmeyi umanlar, birer mum, kurdela ile yatırlara akın etmektedirler. Hatta bazı kiliselere, dilekleri kabul olsun diye, mum diken müslüman kardeşlerimiz bile vardır. Sorulduğunda da, bu şahısların yüzü suyu hürmetine yine Allah'tan diliyoruz demektedirler. Peki aracıya gereksinim niye acaba? O Allah değil midir ki, kutsal kitabında, size şah damarınızdan daha yakınız demiştir.

Yine kutsal kitabımızda, "ayetlerimi az bir para karşılığında satmayın" uyarısı bulunmaktadır. Dini, maddi veya manevi çıkar sağlamak için kullanmak büyük günahlardan sayılmaktadır. Bunun sonuçları ise, camilerin ve mescitlerin, ticari çıkarlar için kullanılmaması gerektiği, "Hacı, Hoca" gibi ünvanların, ticarethanelerin isimlerinde kullanılmaması gerektiği ortaya çıkmaz mı? Bir şekilde, bu ünvanlar, dindar kişileri, kendi ticarethanesine çekmek için bir neden olarak kullanılıyor olmaz mı? Cami altında dükkan işletenler, acaba bir şekilde, bu imtiyazı kullanmıyorlar mı? Namaz kıldırıp, ezan okumanın sevabı Allah'tan olacağına göre, bunun faydası eğer maaş olarak, dünyada alınıyorsa, acaba ahirete ne kalacağı düşünülmekte midir? Şahsi düşüncem ise, profesyonel meslek olarak namaz kıldırıp Kur'an okumanın, dinde pek yeri olmadığıdır. Vergilerimizden toplanan paraların, büyük çoğunluğu, din adamlarının maaşına ve istihdamına harcanmaktadır. Devlet bütçesinin en büyük dilimlerinden biri, Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılmaktadır. Öğretmen ve doktor kadrosunun yetersizliğini sanırım, tüm vatandaşlarımız biliyordur. Kişisel fikrim, cemaatten birinin namazı kıldırmasıdır. Müezzinliği ise, yine cemaatten herhangi bir kişi rahatlıkla yapabilecektir. Mescidin masrafları ise, o mescitte ibadet eden cemaat tarafından karşılanmalıdır.

Kaldı ki, gaybın sadece Allah tarafından bilineceği gerçeği, kitabımızda açıkça belirtilmiş, fal okları, kumar gibi gaybı bilmeyi gerektirecek eylemler kesinlikle yasaklanmıştır. Bu durumda, kahinler, medyumlar ve benzeri işleri yapan kişilerin, cezalandırılması gayet normal olmalıdır. Büyü, nazar ve benzeri konular için inmiş sureler vardır.

Sanırım yorum, oldukça uzadı. Gerekirse, diğer konular için sonra devam edebilirim.

Saygılarımla

Tuğrul GÜRSOY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder MSN Messenger

Tüm kadın aksesuar fırsatları için tıklayın !


Mesajları Göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Oymalitepe.Net Forum Ana Sayfası -> Bunları Biliyor muydunuz ? Tüm saatler GMT + 3 Saat
Sayfa 1, 2  Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

We request you retain the full copyright notice below including the link to www.phpbb.com. This not only gives respect to the large amount of time given freely by the developers but also helps build interest, traffic and use of phpBB 2.0. If you cannot (for good reason) retain the full copyright we request you at least leave in place the Powered by phpBB line, with phpBB linked to www.phpbb.com. If you refuse to include even this then support on our forums may be affected. The phpBB Group : 2002 // --> Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Forums ©
Copyright © 2008 Oymalitepe.Net & Site Kurulumu-Düzenleme: L@ZKaN - kuzeyinoglu - ^^KaRaYeL^^