ZaKDaRiZa
Mareşal
Kayıt: Feb 15, 2008
Mesajlar: 1527
Nereden: Trabzon
|
Tarih: 12 Mart 2009, Perşembe 14:40:48 Mesaj Konusu: DAĞLAR BENİ ÇAĞIRIYOR |
|
Doga şehitleri anısına ilköğretim ve lise düzeyinde düzenlenen "çığ felaketi ve doğa sevgisi adlı şiir kompozisyon ve resim yarışması"n da dereceye giren İlköğretim Kompozisyon Yarışması Birincisi
DAĞLAR BENİ ÇAĞIRIYOR
Her yıl yaptıkları gibi yine sevinçle başlamışlardı beyazlar içindeki o uzun yürüyüşlerine.Az sonra başlarına geleceklerden habersiz kim bilir neleri konuşup nelere gülmüşlerdi beraberce.Kim bilir nelerin hayalini kurmuşlardı yol boyu.En önemli ortak noktaları olan doğa sevgisi son kez aşka dönüştü Zigana eteklerinde.Aşklarıyla son buluşmalarını güzel ve ılık bir Trabzon sabahında gerçekleştirdiler..
Doğa insanlar için her zaman merak konusu olmuştur. Doğayı seven insanlar her fırsatta ve şartta doğayla kucaklaşmak için can atarlar adeta. Ben belki bu sevgimi bu güne kadar eyleme dönüştüremedim ama en azından belgesellerden takip edebildiğim kadarıyla, doğaseverlerin hiçbir tehlikeden korkmadan, çekinmeden doğa ile temasa geçtiklerini söyleyebilirim.
Adeta bir tutkudur onlar için doğa. Kendilerini bulurlar beklide. Belki de dünyanın o olumsuz gerçeklerinden uzaklaşıp kendi olumlu dünyalarının kokusunu hissederler doğada. Onları çağıran ses, bütün seslerden daha istekli ve arzuludur ki, alıverirler soluğu suda, ormanda, dağda.
İşte onlarda kendilerini çağıran bu sese kulak verip çıkmışlardı yola. Kimisi anasına, babasına; kimisi kardeşine, arkadaşına ve kimisi de eşine, yavrusuna son kez “Hoşça kal” dedi. Hatta içlerinden birisinin kızı gitmesini istememesine rağmen “Dağlar beni çağırıyor, kızım beni bırakmıyor” diye not bırakıp gitti bu dünyadan. Kimi böylesine bir mesajla ölüme gidip kalanları yasa boğarken, kimide çözülen ayakkabı bağlarını bağlamak için eğilip durduğunda, ölümün yanından geçmesini dehşetle izledi…
Tek bir gayeleri vardı onların. O çok sevdikleri dağarda karın tadının çıkara çıkara, dostluklarını pekiştire pekiştire, doğanın o mis kokusunu ciğerlerine çeke çeke yürümek, spor yapmak. Bu amaçla yürüdükleri yolda aniden kopan, o çok sevdikleri karın parçaları çığ olup olup götürdü onları bizden. En büyük tutkularından biri olan bu dağ yürüyüşü onların hayatının son yürüyüşüydü.
Çığ felaketinin haberi duyulduğunda ise önce yakınları, sonra Trabzon, ardından da tüm ülkeyi yasa boğdular.
Gönlüm isterdi ki onları hiç anmasaydık, onlar bu felaketi yaşamasaydı. Hatta şu anda sevdiklerinin yanında yaşamlarına devam etseydi. Ama ölüm bu; ne kadar acı olsa da yaşanıyor. Bizlere de düşen onları her hatırladığımızda saygı ile anmak, dualarla yanlarında olduğumuzu hissettirmek. Onlara Allah’tan rahmet, yakınlarına da baş sağlığı dilerken, bir daha böyle felaketlerin yaşanmamasını temenni ediyorum. Dağların onları çağırdığı gibi, bende bütün herkesi doğa sevgisi ile hayatını yitiren bu büyüklerimiz gibi doğayı sevmeye çağırıyorum.
Sena TOSUN,
8-C Bener Cordan İÖO
İlköğretim Kompozisyon Birincisi |